Yönetim anlayışında bir kaç senedir hedef, müşteriler
haline geldi
Verimliliğin en önemli noktası "müşteri
bağımlılığını artırmak" ve "mutlak müşteri memnuniyetini" esas
kılmak oldu. İşin yasal süreci ve dünyadaki tüketici hakları uygulamaları da
bunda etkili oldu ama, bazı firmalar nedense hâlâ tüketiciye kulak asmamakta.
Araştırmalar ise, müşteri bağımlılığını artırmak ve müşteri memnuniyetini
sağlamanın yeni müşteri kazanmaktan daha hesaplı bir yol olduğunu gösteriyor.
Bu konuda pek çok örnek literatüre geçti. Hele bir Türk kızının ABD'de başına
gelen buna baş örnek olacak nitelikte.
Eğitim için Los Angeles'ta bulunan ve bir reklam
ajansında staj yapan bu Türk kızı, Amerika'da pek meşhur olan ve müşteri
ilişkilerindeki hassasiyeti sebebiyle örnek olarak gösterilen Northstore
mağazalarına hediye almak niyetiyle gider. Maksat, doğum gününde arkadaşına 10 15
dolarlık küçük bir hediye almaktır.
Mağazada hediyelik eşya reyonuna girer. İnanılmaz
güzellikteki eşyalar karşısında şaşırır. Hele gördüğü kristal vazoyu tarif
etmek imkansızdır. Hemen ona yönelir. Pırıl pırıl parlayan vazonun karşısına
geçince onu almaya karar verir. Yaklaşır... Fiyatı görünce irkilir. Vazo bin
100 dolardır. Ne o kadar parası vardır, ne de böyle bir şeyi hediye etmeye
cesareti. Kırgın şekilde tam döneceği sırada kristal vazonun arkasındaki küçük
hediyelikleri görür. Vazonun arkasına geçer ve hediyeleri incelemeye başlar.
İşte tam o sırada olan olur...Sırt çantası vazoya çarpar ve vazo büyük bir
gürültüyle tuz buz olur... Şaşırır... Gayri ihtiyari kristal parçacıklarını
toplamaya çalışır. Kafasında da bir yığın soru... "Bunun bedelini nasıl
öderim?", "Hesabımda bu kadar para da yok", "Bana nasıl
ceza verecekler?"...
Şaşkınlık içinde yerde uğraşırken kibar bir hanım
yanına gelir ve kollarından tutarak, kaldırır. "Lütfen onları toplayacak
görevlilerimiz var, rahat olun" der. Gerçekten de uzaktan bir görevli
elinde faraş, süpürge gelmektedir. Ceza beklerken, kendisini kaldırmaya çalışan
bu görevlinin tavrı, şaşırtır. Görevli çekingenliğini atması için ona yardımcı
olmaya devam eder. "Lütfen üzülmeyin, bu herkesin başına gelebilirdi,
sizin başınıza geldi." Kız, ilgi karşısında ne cevap vereceğini bilemez,
şaşkınlık içinde etrafına bakmaktadır. Görevli devam eder: "Böyle bir olay
karşısında insan iki tepki gösterir. Öncelikle bunun bedelini bana ödetirler,
ikincisi de bir an evvel buradan uzaklaşmalıyım. Birincisi bunun bedelini size
ödetmeyeceğiz. Hasar hanesine yazacağız. İkincisi ise, buraya alış veriş etmeye
geldiniz. Zannedersem, daha bütün ürünlerimize ve reyonlarımıza bakmadınız. Bir
şey almak zorunda değilsiniz. Biraz dinlenip, mağazamızı gezmeye devam
edin". Sonra da müşterinin şaşkınlığını gidermek için bir sandalyeye
oturtup, ikramda bulunur. Beş on dakika sonra, tekrar mağazayı gezen Türk kızı,
daha önce almayı düşündüğü 10 15 dolarlık hediye yerine 70 dolarlık bir
hediye alır.
Tezgahtar, bunun özel manası var diye, çok güzel bir
paket yapar. Ve müşteriyi bir daha şaşırtır. "Hanımefendi, siz bugün
mağazamızda çok büyük şok geçirdiniz. İsterseniz, sizi gideceğiniz yere biz
bırakalım. Hem hediyeye bir şey olmasın hem de şaşkınlığınızı üzerinizden atın.
Adresinizi alabilir miyiz" der. "Lütfen, çıkışta arabamız sizi
bekliyor"..
Mağazadan çıkan müşteriyi elinde şapkasıyla şoför
beklemektedir. Ondan da ötesi, beyaz bir limuzin... Kızın şaşkınlığına bir şaşkınlık
daha eklenir. Şoför ismini söyler ve limuzine davet eder. Üstünde Northstore
Mağazaları yazan limuzin staj yaptığı ajansın önüne gelir. Çalışanlar pencereye
yığılır, alkışlar, bağırışlar arasında otomobilden iner...
Bizde böyle mağazalar olduğunu duymadık. Müşteri
duyarlılığının da bu ölçülere vardığını bilmiyoruz. Ancak yukarıda anlattığım
gerçek olayın benzerleri başka ülkelerde var. Hatta aynı mağazada geçen başka
bir olay, kitaplara bile geçmiş. Uygulama bir kural haline gelmiş. İlke, müşteri
kraldır... Hani bizde dükkanların içinde asılı küçük bir levha vardır: Müşteri
velinimetimizdir. Bu, onun çağdaş uygulamasından başka bir şey değil. Yani
günümüzde yaşamanın yöntemlerinden biri...
Yine de son bir nasihat... Müşteri memnuniyeti var diye,
sakın herhangi bir mağazada bir şey kırmaya kalkmayın...
Kaynak: Aksiyon, Sayı: 963 / Tarih : 27-12-1997 -
Fikri Türk
0 yorum: