Sanayi Devrimi’ni izleyen dönemde ve
özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında üretimde görülen artış pazarlama
kavramının gelişmesini sağlamıştır. Kitlesel üretimin, demografik ve yaşam
biçimi olarak fazla farklılık göstermeyen büyük tüketici yığınlarına satıldığı
bu döneme kitlesel pazarlama dönemi adı
verilmektedir
Bu aşamada tüketicilerin beğeni ve
isteklerinin henüz farklılaşıp, geliştiği söylenemez. Kitlesel üretim öncesi
dönemde ihtiyaçlarını yeterince karşılayamayan tüketiciler, kitlesel pazarlama
dönemindeki ürün ve hizmet arzı karşısında şaşkınlığa uğramıştır. Bu dönemin
19601ı yılların sonuna kadar sürdüğü varsayılır.
Kitlesel pazarlama döneminde ürün ve
hizmetlerin tüketici kitlelerine duyurulması ve tanıtılmasında farklı markalar
için genellikle benzer yöntemler kullanılmıştır. Bu dönemde geliştirilen
pazarlama iletişimi faaliyetleri ve reklam kuramları “Etkiler Hiyerarşisi”
modeline oturtulmuştur. Etkiler Hiyerarşisi Modeli altı aşamadan oluşur.
1.
Modelde
en alt sırada yer alan fakat modelin başlangıcını oluşturan ilk aşama farkmdalık yaratma aşamasıdır. Bu aşama özellikle yeni
bir ürünün pazara sunulmasında ya da yeni bir pazara ilk kez girilmesi halinde
oldukça önem taşır. Bu aşamada olası müşterilerin ürün ya da hizmetin farkına varmaları
sağlanmaya çalışılır.
2.
İkinci
aşama ise kavrama aşamasıdır. Bu aşamada
tüketici kendisine sunulan ürün ya da hizmetin ihtiyacını ne ölçüde
karşılayacağını sorgular. Reklam mesajları bu aşamada ürün ya da hizmete
ilişkin bilgi verici öge- ler taşırlar.
3.
Üçüncü
aşama beğenme aşamasıdır. Bu aşamada olası
tüketici farklı ürün ya da hizmetler arasından kendi ihtiyacını en iyi biçimde
karşılayacağını düşündüğü ürün ya da hizmeti belirler. Yine de bu belirleme
ürün ya da hizmetin satın alınacağı anlamına gelmez.
4.
Tercih etme dördüncü aşamayı oluşturur. Bu aşamada tüketiciye gönderilen
reklam mesajları duygusal ögeler taşırlar ve tutum değişikliği yaratma ama
cına yöneliktirler. İmaj, statü ve rakip ürün ya da hizmetlerle karşılaştırmalı reklam mesajları bu aşamada oldukça sık kullanılır.
cına yöneliktirler. İmaj, statü ve rakip ürün ya da hizmetlerle karşılaştırmalı reklam mesajları bu aşamada oldukça sık kullanılır.
5.
Beşinci
aşama satın alma niyeti oluşturma
aşamasıdır. Bu aşama bir önceki aşama ile bağlantılıdır ve tercih etme
aşamasını pekiştirme amacını taşır.
6.
Son
aşama ise satın alma aşamasıdır. Bu aşamadan
önce gelen diğer beş aşamanın uygulanması sonucunda satın alma davranışının
gerçekleşmesi beklenir. Bu aşamada tüketiciye gönderilen reklam mesajları
doğrudan tüketicinin istek ve ihtiyaçlarına yöneliktir. Reklam mesajları
kuponlar, fiyat indirimleri, satış noktası malzemeleri gibi satış tutundurma
çabalarıyla desteklenir.
Etkiler hiyerarşisi modeli tüketicilerin
verilen tüm reklam mesajlarını algılamaya açık olduklarını varsayar. Ladvidge
ve Steiner (1989), modelde belirtilen tüm aşamalara sırasıyla uyulması halinde,
tüketicilerin asıl amaç olan satın alma davranışını göstereceklerini ileri
sürerler. Araştırmacılar tutundurma karmasının reklam dışındaki ögelerinin ve
diğer pazarlama iletişimi elemanlarının ise yalnızca reklam mesajını
destekleyici bir işlev yüklenmekten ileri gidemiyeceğini belirtirler. Bu modeli
temel alan reklam kuramlarının yetersiz kaldıkları nokta ise tam olarak burasıdır.
Çünkü model standart bir pazar ortamına, beğenileri ve istekleri benzer olan farklılaşmamış bir tüketici kitlesine göre
yapılandırılmıştır. Oysaki günümüz pazar ortamında çok sayıda ürün ve hizmet arzı
bulunduğu gibi, tüketici kitlesi de yaşam biçimleri, demografik özellikleri,
beğenileri ve istekleri açısından oldukça farklı alt gruplara ayrılmıştır.
Kitlesel pazarlama döneminin sona
ermesiyle birlikte, tüketici kitlelerinin beğeni ve istekleri de farklılaşmaya
başlamıştır. Şüphesiz bu farklılaşmada kitle iletişim araçları oldukça önemli
bir rol üstlenmiştir. Özellikle televizyon ve radyo gibi geniş ve farklı
tüketici gruplarına seslenen iletişim araçlarında yer alan reklam mesajlarının
sayısındaki artış, ürün ve hizmetlerin çeşitlenmesine ve markaların doğmasına
yol açmıştır. İletişim araçlarının bireylerin algıları üzerinde oldukça etkili
olduğu bu döneme “güçlü etkiler dönemi” adı verilir.
Türkiye’de
bu dönemde Sana, Selpak, Arçelik gibi markalar doğmuş ve tüketicilerin
yaşamında yer edinmiştir. Yine televizyon, yarı otomatik çamaşır makineleri,
elektrikli dikiş makinaları gibi ürünler bu dönemin bir sonucu olarak yaşamımızda
yer almaya başlamıştır.
www.anadolu.edu.tr
0 yorum: