Kuramsal bilginin uygulama ile buluşması ve uygulamanın bir
temelinin olması ancak halkla ilişkiler alanında çalışanların iletişimi etkili
biçimde kullanabilmeleriyle olanaklıdır. Bu nedenle halkla ilişkiler alanında
çalışanların hedef kitlede tutum ve davranış değişikliği yaratabilmek ya da
mevcut tutumları ve davranışları pekiştirebilmek için ikna kuramları hakkında
bilgi sahibi olmaları gerekir. Halkla ilişkiler faaliyetlerinin tamamlanması,
planlanması ve uygulanmasında iletişim kuramlarının etkisi büyüktür. Ayrıca
halkla ilişkiler faaliyetleri büyük ölçüde kitle ileşitim araçlarını kullanarak
hedef kitleyi ikna etmeye çalışmaktadır. Çünkü her kurum ister özel isterse
kamu kurumu olsun, kamuoyunda tanınmalı, toplumsal saygınlığı sağlamalı,
inanılır ve güvenilir olmak için kitle iletişim araçlarını kullanmak
zorundadır.
Halkla ilişkiler kampanyalarında hedef kitle ile
iletişimde çoğu zaman kanal görevi gören kamuoyu önderleri ve medya arasındaki
ilişki, Sihirli Mermi Kuramı, İki Aşamalı Akış Kuramı, Fikir Grupları Teorisi
ve Diffusion/ Yayılma Kuramlarını akla
getirmektedir (Wilcox ve Nolte, 2003,
140-146).
Kitle iletişim araçları ve kamuoyu önderlerinin hedef
kitle üzerinde etkisi üzerinde duran iletişim kuramları, halkla ilişkiler
kampanyalarında pratiğe dönüşmekte ve kampanyanın amacına uygun biçimde
kullanılmaktadır.
Sihirli Mermi Kuramı
Bu kurama göre tasarlanan iletiler kitle iletişim
araçlarıyla kamuoyuna ulaştırılacak ve böylece ikna süreci başlamış olacaktır.
Bu kurama göre, hedef kitleye düşünce kalıpları, tutumları, hiç dirençle
karşılaşılmadan oluşturulabilinir. Her iletinin sorgulanmadan alınacağı esasına
dayanması, kuramın eleştirilebilir noktasıdır.
İki Aşamalı Akış Kuram
Kamuoyu önderlerinin medyadan aldıkları bilgileri
analiz ederek ve yorumlayarak vardıkları sonuçları çevrelerindeki kişilerle
paylaşmaları sonucunda görüş ve düşünceler benimsenmekte ve yayılmaktadır. Bu
kurama göre, kitle iletişim araçlarının etkisi, kişisel etkileşime göre daha
azdır ve kanaat önderlerinin iletişimin amacına ulaşmasında etkili olduğudur.
Bu kuramın uygulamada en önemli sakıncası ise düzenli, sürekli ve belirlenmiş
kamuoyu önder grubun varlığından söz edilememesidir. Ancak her iletişim
stratejisi için mutlaka paydaş haline gelecek kamuoyu önderlerinin olabileceği
göz önünde bulundurulursa kamuoyu önderlerinin (kamuoyu önderleri söyledikleri
ile diğer kişiler üzerinde etkili olacak kişilerdir, örn; sanatçı, siyasi
liderler, sporcular, öğretmenler v.b) halkla ilişkiler kampanyaları açısından
önemi tartışılamaz. Dolayısıyla iki aşamalı akış kuramı, halkla ilişkiler
uygulamalarında oldukça önemli bir işleve sahiptir.
Fikir Grupları Kuramı
Oldukça kabul gören bu
kurama göre; kamuoyu önderlerinin etkisi kabul edilmekle birlikte, kamuoyu
üzerindeki tek etkili kişi ya da gruplar olarak düşünülmemelidir. İlgi alanları
benzer olan kişilerin ortak karara varmaları ile çoğunluğa/gruba uyma
eğiliminin diğerlerinin de görüşlerini etkileyeceği temeline dayanır. Bir başka
deyişle fikir grupları kuramı, çoğunluk tarafından kabul edilen görüşlere diğer
kişilerin de katılmaları esasına dayanmaktadır.
Difüzyon (Diffusion) Kuramı
Stanford Üniversitesi İletişim
Aratırmalan Enstitüsü Profesörlerinden Everett M.Rogers’ın, yeni bir fikrin kabul edilme sürecini
açıklayan kuram 5 adımdan oluşmaktadır (Wilcox ve Nolte, 1990, 30).
Farkındalıkyaratılması, ana
fikrin farkına varılması,
İlgi Uyandırılması; daha
fazla bilgiye gereksinim duyulması,
Paylaşma; edinilen
bilgilerin diğer insanlarla paylaşılması,
Değerlendirme; kişinin,
düşüncelerin kendi görüşleri olup olmadığını farkına varması,
Uyum; edinilen
bilgilerin davranış biçimine dönüştürülmesi süreci.
Özetle Difüzyon kuramı,
farkındalık yaratılması, dikkat çekilen konunun diğer insanlarla paylaşılması
ve davranış biçimine dönüşmesi açısından halkla ilişkiler uygulamaları ile
ilgilidir. Çünkü bu kuram, önce dikkatlerin bir konuya çekilmesi ve ilgi
duyulmasının sağlanması, sonra paylaşılan bilgilerin fark edilmesi ve edinilen
bilgilerin yaşamda yer bulması temeline dayanır. Özellikle publicity (duyuru)
modelinin herhangi bir konunun popüler hale getirilmesi yaklaşımıyla, diffüzyon
kuramının örtüştüğü söylenebilir.
Gündem Oluşturma (Ajanda
Setting) Kuramı
Son zamanlarda medyanın
kamuoyu üzerindeki etkilerini tartışan Gündem Oluşturma medyanın kamuoyuna ne
düşüneceğini değilse bile ne hakkında düşünmesi konusunda yönlendirdiği
varsayımına dayanmaktadır. İletişim ve siyaset bilimi açısından çok önemli bir
kavram olan kamuoyu “kamu” ve “oy” sözcüklerinin bileşiminden oluşmakta anlam
olarak da “bir kurum çevresinde oluşan ya da ondan etkilenen, hizmet alan
topluluk” olarak bilinmektedir. En genel anlamda ise kamuoyu, kamu çıkarlarını
ilgilendiren bir konuda veya konular hakkında halkın kanaat ve görüşlerinin
toplamı olarak tanımlanabilir. Kamuoyunun oluşmasında bireylerin kişisel
deneyimleri, kitle iletişim araçları, baskı grupları, siyasal partiler ve
hükümet etkilidir. Ancak günümüzde medya en önemli kamuoyu oluşturma aracı
olarak görülmektedir. Örneğin bir konuda sorunu gündeme taşımak, konu hakkında
kamuoyunun dikkatini çekmek için medya önemli görevleri üstlenebilir. Gündem
oluşturma, kitle iletişim araçlarında yer alan haberlerin, bireylerin neyi,
nasıl düşüneceğini, ne ile ilgileneceğini biçimlendirmektedir. Haberin
yayılması ile doğrudan ilişkili olan gündem oluşturma, medyada bireylerin neyi
önemli buldukları ve hangi bilgi ve haberlerin dikkat çektiğini irdeler. Bu
nedenle bireylerin dünyayı algılama biçimleri ve yaşam tarzlarının oluşumunda
medya doğrudan etkilidir. Günlük yaşamda da kanıtlanması mümkün olan bu
varsayım aslında kamouyunun gündemini medyanın oluşturduğu esasına
dayanmaktadır. Kuramın halkla ilişkiler açısından önemi ise, medyanın halkla ilişkiler
uygulamalarında önemli bir iletişim kanalı olmasının yanı sıra medyada yer alan
haberlerin büyük bir bölümünün halkla ilişkiler kaynaklı olmasındandır. Çünkü
medyada yer alan haberlerin büyük bir bölümü kuramlardan medyaya akan
haberlerle belirlenmektedir.
Özet olarak yukarıda
sözü edilen kuramlar hakkındaki bilgi, halkla ilişkiler uygulamalarında hedef
kitlelerle iletişimin yönetim süreci hakkında önemli rehber niteliğindedir.
Tabii ki kullanılacak olan iletişim araç ve yöntemleri, hedef kitlenin
özellikleri ve kampanyanın amaçları kuramların kullanılması açısından
belirleyici niteliğe sahiptir. İletişim araç ve yöntemlerine yenilerinin
eklenmesi bir başka deyişle iletişimin değişen yapısı, halkla ilişkiler
uygulamalarında da bu alandaki yeniliklerin takip edilmesini gerektirmektedir.
Yani değişen iletişim anlayışı, halkla ilişkiler uygulamalarında yöntemler
açısından değişikliğe neden olmaktadır.
www.anadolu.edu.tr
0 yorum: