HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
YÖNETİM VE ORGANİZASYON
ÖRGÜT VE
ENFORMASYON SİSTEMİ
Yönetim
Bilgi Sistemleri Dersi Final Ödevi
MEHMET ÖZ
Danışman: Prof. Dr. İsmail BAKAN
Gaziantep, 2012
İÇİNDEKİLER
ŞEKİLLER LİSTESİ
Küreselleşmeyi sağlayan ve etkisini yayan dinamiklere
bakıldığında, bunda en etkili unsurun özellikle ulaşım, iletişim ve bilgi
teknolojisindeki gelişmeler ve değişimler olduğu anlaşılmaktadır (KARAHAN &
YILMAZ, 2010) .
Günümüzde küreselleşme olgusu ile birlikte işletmelerin
faaliyet alanları coğrafi açıdan genişleme olanağı bulmakta ve bu
durum rekabeti arttırmaktadır. Rekabetin giderek yoğunlaşması
işletmelerin
daha fazla doğru
bilgi elde ederek daha hızlı karar alma mecburiyetini beraberinde getirmektedir (DİRLİK, 2008) .
Bunun içinde bilişim teknolojilerine her seviyedeki işletme için vazgeçilemez
bir durum haline gelmiştir. İşletme açısından bilişim teknolojisi varlığını
koruma ve rekabet edebilmek için en önemli silah haline gelmiştir.
Bilişim teknolojisi devrimsel güce sahip teknolojilerdendir. Bu
güce bilginin kolay ve ucuz bir şekilde yayılması ve kullanılması yoluyla
sahiptir. Teknolojik devrimler tarihsel olarak sosyal gelişimlerle yakın bir
bağ içinde olmuştur. Toplum her zaman, bir şeyi geliştirmeye ve sürdürmeye
yönelik, onun üretilmesi ve dağıtılması için yeni araçlar, metotlar ve
teknikler bulmuştur. Bu tür buluşlar, toplumu; ekonomik, kültürel, politik ve
çok çeşitli şekillerde etkilemiştir. Genellikle bu buluşlar eski teknoloji ve
sosyal yapıları tasfiye etmiştir. Fakat bazıları devrimsel güce sahip olmuştur.
Önemli ekonomik, politik ve sosyal değişimlere sebep olmuştur (CAN, 2006) .
Bilişim teknolojileri, bugün, yeni endüstriler yaratmakta, var
olan endüstrilerin yeniden yapılanmasına neden olmakta ve firmaların rekabet
etme şeklini radikal olarak değişime uğratmaktadır. İnsanların birlikte çalışma
şekli değişirken, onların çabalarını destekleyecek farklı örgüt yapıları da
daha belirgin hale gelmektedir. (DEMİR &
OKAN, 2009) Bütçeleri
orta halli bir devlet bütçesinden daha büyük olan küresel şirketler modern
dünyanın en büyük aktörleri durumundadır. Bunu sağlamalarındaki en büyük payın
bilgisayar ve iletişim teknolojileri konusunda sahip oldukları yetkinlik
olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. (CAN, 2006)
Bu çalışmada bilişim teknolojisinin örgüt üzerinde etkisini
inceleyeceğiz. Öncelikle örgütü ve
enformasyon kavramlarını bütün yönleri ile irdeleyeceğiz. Sonra örgüt yapısına
göre kullanılan enformasyon sisteminin örgüte katkısını ortaya koyacağız.
Bu bölümde örgütün tanımını yaptıktan sonra, örgütlenme,
örgütlenme ilkeleri, örgüt kültürü, örgüt çevresi ve örgüt yapısını
inceleyeceğiz. Örgütün enformasyon sistemleri ile ilişkisini doğru bir şekilde
kavrayabilmemiz için öncelikle örgütün kafamızda doğru bir şekilde oturması
gerekir (ÇİZEL, 2005) .
Etimoloji açısından, organizasyon sözcüğünün, yunanca “Organon”
ve Latince “Organum” kelimelerinden türediği görülmektedir. Türkçe’de uzuv,
organ olarak kullanılan bu sözcük gövdenin veya varlığın bir bölümü, bütünün
bir parçası anlamına gelmektedir. Bu parça yapının diğer organlarıyla uyumlu
olarak, ortak bir görev veya amaç için bütüne hizmet eder. Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre
örgüt “Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş
kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat” olarak
tanımlanır.
İşletme literatüründe örgüt ve organizasyon sözcükleri kimi
zaman birbiri yerine kullanılır. Fakat organizasyon kavramı genellikle daha
soyut anlamda düşünülür. Bir süreç olarak organizasyon, kurulan bir yapının çok
çeşitli elemanlarının düzenlenmesini veya bu elemanların işlevlerinin yerine
getiren ve özel faaliyetlerini koordine eden işlemlerin tümü olarak ifade
edilir (CAN, 2006) .
Biz bu çalışmada daha çok örgüt kavramı üzerine duracağız.
Basit bir tanımlama ile örgüt insanların istedikleri veya değer
verdikleri şeyleri elde edebilmek amacıyla hareketlerini koordine ederken
kullandıkları araçtır (DİRLİK, 2008) .
Biz bu çalışmada örgütü bir işletme olarak değerlendireceğiz.
Örgüt kavramını kullanırken işletme kavramının karşılığı olarak kullanacağız.
Bu açıdan baktığımızda literatürde kabul gören bazı yazarlara göre örgüt
çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Henri Fayol’a göre “işletmeyi, işlemesi için
gerekli olan malzeme, tesisat, sermaye ve personel gibi maddi ve sosyal
unsurlarla donatmak”; Chester Barnard’a göre “İki veya daha fazla
bireyin ortak bir gaye için çalışmaları halinde aralarındaki ilişkilerde
yaratılmış olan bağlar” olarak tanımlanır (CAN, 2006) .
W.Richard Scott örgütü belli başlı öğelerden bahsederek
tanımlamıştır. Bu öğeler; sosyal yapı, katılımcılar, amaçlar, teknoloji ve
çevredir. Sosyal yapı, düzenli bir ortamdaki etkileşimleri, ilişkileri ve
faaliyetleri içeren biçimsel bir yapıyı ifade ettiği gibi doğal olarak gelişen
ilişkiler ve faaliyetleri de kapsar. Katılımcılar ile örgütte çalışan kişiler
kastedilir. Örgütün amaçları da vardır. Bunlar varılmak istenen hedefleri ifade
eder. Teknoloji ise örgütün mal veya hizmet üretmesi için üretim faktörlerine
işlerlik kazandıran bir unsurdur. Son olarak örgüt, ne kadar büyük ya da küçük
olursa olsun belli sınırları vardır. Bu sınırlar dışından kalan her şey örgütün
çevresini oluşturur (CAN, 2006) .
Örgütler, (1) hedefe yönlendirilmiş, (2) yapılandırılmış ve
koordineli faaliyet sistemleri olarak tasarlanmış, (3) dış çevre ile birbirine bağlanmış
(4) sosyal varlıklardır (DİRLİK, 2008) .
Tanımında örgütlerin özellikleri de bir şekilde ortaya konulmuş oluyor. Bir hedefinin
ve bu hedefi gerçekleştirmek için bir çaba içinde olması, belirli bir yapı ve
eşgüdüm içinde kuralları konmuş hiyerarşik bir düzeni olan, kapalı bir yapıdan
çok dış çevre ile ilişki içinde olan, hem etkileyen hem de etkilenen ve
temelinden insanların oluşturduğu sosyal bir varlık şeklinde özelliklere sahip
olması gerektiği vurgulanıyor.
Örgütleme, işletmenin sahip olduğu insan kaynağının ve fiziksel
yatırımların amaçlar doğrultusunda yürürlüğe konulması, kimin, neyi, ne kadar
yetkiyle ve hangi fiziksel ortamda gerçekleştireceğinin tasarlanması işidir.
Örgütte iş-iş, iş-insan, insan-insan arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi yani
bunların koordinasyonunun sağlanması anlamına gelen örgütleme fonksiyonu,
yapının oluşturulması ile ilgili faaliyetleri ve bu faaliyetlerle ilgili süreci
ifade eder (CAN, 2006) .
Örgütlerinin amaçlarını gerçekleştirebilmesinin temel koşulunun,
yönetimin bu yapıyı, olanaklı olduğunca iyi bir biçimde tasarlamasına
bağlı
olduğu
söylenebilir. Örgütsel tasarım olarak adlandırılacak bu süreç; örgütsel
yapının, değişken
iç ve dış
koşullara
uyum gösterebilecek düzenlemesini içermektedir (DİRLİK, 2008) .
Şekil 1: Örgütlenme
Modeli
Bu modeli incelediğimizde en üste amaçları görmekteyiz. Bir
örgütlenme modeli ortaya koyamadan önce amacımızı ortaya koymamız gerekir. Bu
amacımız doğrultusunda nasıl bir üretimde bulunacağımıza karar vereceğiz. Her
zaman yaptığımız üretimin bir amacı olmalıdır ki ona göre üretim süreçlerini
dizayn edebilelim.
Üretim faktörlerini dizayn ederken bunların birbirleri ile
uyumlu, sistemli olması ve sonuçta olumlu, etkili bir dağılım sergilemesi
gerekmektedir. Bunun için çalışanlarımızın göre görev dağılımını bu yapıya göre
gerçekleştireceğiz. Fakat çalışanlarımıza görevlerini uyumlu, sistemli ve
etkili bir şekilde dağıttık. Başarı için en önemli kriterlerden birisi ise
ihtiyaç duyacakları her türlü araç ve gereci temin etmektir.
Örgütleme her zaman yeni kurulan bir işletmeye yönelik olarak
gerçekleştirilmeyebilir. Bazı durumlarda işletmenin daha önceden oluşturulmuş
olan yapısı ihtiyaçlara cevap vermeyebilir ve bunun sonucunda mevcut yapı ve
ilişkilerde bazı değişiklikler yapılabilir. Örneğin işletmenin örgüt yapısının
dış çevrenin taleplerine cevap veremez hale gelmesi, esnekliğinin kaybedilmesi,
hızlı hareket etme kabiliyetini
yitirmesi, çalışanların istek ve ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalması
gibi durumlarda mevcut yapı gözden geçirilerek yeniden örgütleme
gerçekleştirilir (CAN, 2006) .
Yönetim yazınında görüş birliğine varılan ve iyi bir örgütün
ölçütü niteliğine sahip olan ilkeler 15 başlık altında toplanabilir (CAN, 2006) .
Örgütün her bölümünün ortak bir amacı veya amaçları
gerçekleştirebilecek ve tam bir koordinasyon sağlayabilecek şekilde
düzenlenmesidir.
Örgütün amaçlarına minimum maliyetle ve verimli bir şekilde
ulaşabilmesi halinde etkin bir yapısal düzenlemeden söz edilir. Örgüt rasyonel
bir şekilde çalışmak zorundadır. Bu yüzden işletmenin karlılığını düşünerek her
işte etkin ve verimli olmak gerekir.
Bir yöneticinin verimli bir şekilde yönetebileceği ast sayısı
koşullara göre değişmekle birlikte belli sayıdadır. Her örgüt hiyerarşisini
kendi yapısına uygun bir şekilde ayarlamalıdır.
Her örgüt için, minimum hiyerarşi seviyesine de sahip olsa,
emirlerin yukarıdan aşağıya doğru aktarılmasında belirli bir düzen gerekir.
Fayol”a göre yukarıdan aşağıya bir yetki hiyerarşisinde koordinasyon için yatay
ilişkileri de ihmal etmemek gerekir.
Örgütte tüm kararların üst yönetim tarafından alınmasında
zorluklar vardır. Bu hem üst yönetimin ayrıntılarla boğuşması hem de zaman
kaybı anlamına gelir. Bu yüzden bazı yetkilerin alt kademeye göçertilmesi
gerekir.
Görevlerin yerine getirilmesi bakımından sorumlu olma
durumudur. Yetki göçertilmesi sonucu görevlendirilen bir ast, yaptığı bu işten
üstüne karşı sorumludur. Bununla birlikte üst, bu görevin sorumluğunu üzerinden
atamaz. Yetki göçerttiği astıyla birlikte sorumluluğu paylaşır.
Yetki göçertilmesi sonucunda sahip
olunan sorumluluğun eşit olması gerekir. Yetkisiz bir sorumluluk nasıl
sakıncalıysa, bir görevde yetkili olup sorumlu olmamak ta o kadar sakıncalıdır.
Bir ast’ın birden fazla üst’e, yaptığı işle ilgili rapor
vermemesi olarak tanımlanır. Aynı şekilde bir ast’ın ancak bir üst’ten emir
alması gerekmektedir. Bununla birlikte kimi örgüt yapılarında (matriks örgüt
yapısı gibi) bu kural farklı bir şekil alır. Fakat bu farklı şekil, kimin kime
emir verdiğinin anlaşılamadığı bir kaosa dönüşmemelidir.
Örgütte yetki göçertilmesiyle birlikte, ast’ların yetkileri
dahilinde olan kararları üst’lerine yansıtmadan kendilerinin alması gerekir. Bu
ilke ile, yetki göçertilmesinden amaçlanan yararın korunması sağlanır.
Örgütün amaçlarına etkin ve verimli bir
şekilde ulaşabilmesi için faaliyetlerin işbölümü ve uzmanlaşmaya olanak
sağlayacak biçimde parçalara ayrılması gerekir.
Bu ilke, bir örgütteki her organın görev,
yetki ve sorumlulukları ile örgütsel ilişkilerinin açık ve yazılı bir biçimde
tanımlanmasını ifade eder.
Örgütte yetki göçertilmesiyle kararlar alabilen ast’ların
olağanüstü nitelik taşıyan bazı durumlarda üst’üne başvurmalıdır.
2.3.13. Denge
İlkesi :
Yetkinin merkezileşmiş yada ademi merkezileşmiş olarak
dağılmasında yapısal dengeye dikkat edilmesi gerektiğini ifade eder. Örgütün
kimi faaliyetlerinde düşük yetkilendirme gerekirken, bazı faaliyetlerinde
sınırsız yetki gerekebilir. Bu tip durumlar göz önünde bulundurularak bir denge
kurulmalıdır.
Örgütün değişen çevre koşullarına göre yapısının değişebilmesi
gerektiğini ifade eden bu ilke ile örgütün sürekliliği ve çevre ile olan
adaptasyonu sağlanmış olur.
Yetki göçertilmesi ile alt kademe yöneticilerine
verilen sorumlulukla birlikte, ast’ın yönetsel kabiliyetini arttıracak
koşulların yaratılması gerekir.
Tanımlamada bazı güçlükler olmasına rağmen, örgüt kültürü,
değerler, inançlar, fikirler, varsayımlar, anlayışlar ve anlamlar gibi
unsurlardan oluşur (KARAHAN & YILMAZ, 2010) .
Örgüt kuramı üzerinde son on yılı aşkın süredir yapılan
tartışma ve araştırmalar ise kültür kavramı çevresinde yoğunlaşmaktadır.
Örgütsel açıdan yaklaşıldığında kültür, örgütsel bir değişken
(bağımlı-bağımsız) örgüt içi ya da örgüt dışı çevrenin bir alt sistemi, birey
ve örgütle ilgili bir arka plan, faktör,
örgütü tanımlama ve çözümlemede kullanılabilecek bir temel görüş (paradigma) ya da bir örgüt ve
yönetim kuramı gibi değişik yönlerden ele alınmaktadır. (ŞİŞMAN, 1995)
Toplumların kültürü gibi, kurumların da amaçları, çalışma
yaşamına bakış açıları, ilke ve değerleri, politikaları ve uygulamaları
yönünden kendine has özellikleri vardır ve bu özellikler kurumları birbirinden
ayırır. Literatürde kurum kültürü dendiğinde genellikle kurumlarda konuşulan ve
konuşulmayan kurallar, varsayımlar, değerler ve düşünce biçimleri
anlaşılmaktadır. Bunlar o kurumda nasıl giyinilmesi ve davranılması
gerektiğini, iş arkadaşlarına, çalışanlara, yöneticilere ve müşterilere
gösterilmesi gereken davranış biçimlerini belirlemektedir (AKGÜN, 2006) .
Örgüt kültürü, o örgütün çevrede tanınmasını, değerlerini,
toplumsal standartlarını, çevredeki diğer örgüt ve bireylerle ilişki
biçimlerini ve düzeylerini de yansıtır. Bu fonksiyonu ile kültür, örgütü
topluma bağlayan, onun toplum içinde yerini, önemini ve hatta başarısını
belirleyen en önemli araçlardan biridir. Ancak, her örgüt kültürü, içinde
yaşadığı toplumsal kültür ve ilişkide bulunduğu diğer örgütsel kültürlerin
etkilerini taşımakta ve oluşumunda bu kültürlerin de etkisi olmaktadır. Kültür
çevreye ters düşemez, aksi halde örgüt yaşamı tehlikeye girebilir. Ayrıca,
çevrenin norm ve değerlerine uygun olduğu taktirde yeni bir kültür çevreye
önemli etkilerde bulunabilin, katkılar yapabilir (KARAHAN &
YILMAZ, 2010) .
Thomas, bir örgütün kültürünü bir ağacın köklerine benzetir.
Ağacın dallarını, örgütün görülen faaliyetleri olarak görür. Ağacın dalları
daha somuttur. Ağacın kökleri ise, örgütte geçmişten günümüze kadar aktarılan
değerler, inançlar, normlar ve alışkanlıklardır. Köklerde değişim daha zordur
ve daha zor görülebilir, ağacın dallarında değişim olduğunda, köklerinde de
değişim olmaz ise, örgütün yaşamı kısa olur (KARAHAN & YILMAZ, 2010) .
Mintzberg’e göre çevre hemen hemen örgütün dışında kalan her
şeyi kapsamaktadır. Örgüt
çevresi, bir örgütün etrafını saran, kıt kaynaklara erişim ve onların
işlenmesinin şeklini etkileme potansiyeline sahip güç kümesidir.
Örgütün mal ve hizmet üretebilmesi için hammaddeye, kalifiye
insan gücüne, teknolojiye ihtiyacı vardır. Bu yüzden örgüt, bu kaynaklara
erişirken, kullanırken çevresel güçleri yönetmeye çalışıp, durumu lehine
çevirmeye çalışır (CAN, 2006) .
Şekil 2: Örgüt - Çevre İlişkisi
Örgüt çevresi doğrudan örgütü etkiler. Çevresi ile uyumlu
olmayan bir örgütün ayakta kalma şansı yoktur. Başarılı bir örgüt, çevresindeki
değişimi kolayca algılayan ve bu değişime adapte olabilen örgütlerdir.
Örgütlerin yapısını kurgularken çevreyi dikkate almak
zorundayız. Enformasyon sistemi kurarken sadece örgütün iç dinamiklerini değil,
örgüt çevresini de içine alacak şekilde kurgulamalıyız. Çevrenin öğrenme
üzerinde çok önemli etkisi vardır. Çevredeki bazı gelişmelerin ve değişimlerin
algılanması, algılayan açısından yeni bir şeylerin hafızaya yerleştirilmesi,
diğer deyişle bir öğrenme eyleminin gerçekleşmesi demektir. İç ve dış çevrenin
statik, yalın, karmaşık ya da dinamik olması da örgütsel öğrenmeyi etkiler.
Statik çevre, öğrenme etkinliğini nispeten azaltırken, dinamik çevre
hızlandırır (KARAHAN & YILMAZ, 2010) . Çevrenin özelliklerini iyice analiz edip buna
göre kurulan enformasyon sistemi örgüt çevre ilişkisini analiz edip ona göre
aldığımız kararlarımızın doğruluk derecesini arttıracaktır.
Örgüt yapısı, iş rollerinin resmi dağılımı ve işle ilgili
faaliyetlerin bütünleştirilmesi ve kontrol edilmesi için yönetimsel bir araç
olarak tanımlanabilir.
Örgüt yapısı, örgütün; haberleşme, bilgi, kurallar, ilişkiler,
uygulamalar gibi onu yaşatan güçlerin dayanacağı iskelettir. Bu güçlerin etkin
bir şekilde kullanılmasını sağlayan, insan unsurunun yerleştirilmesi,
kullanılması ve belirli bir hiyerarşik düzen ile fonksiyonel bir düşünce
sistemi içinde ilerleyişlerinde bir yapı kurularak uygulanmalıdır (CAN, 2006) .
Önceleri, yeni teknolojilerde sadece, teknolojinin yarattığı
teknik problemler ele alınırken bugün artık, yeniliklerin yönetimi ve yönetsel
problemler öne çıkmaktadır. Yönetsel konular arasında, örgüt yapısı, yeni teknolojin
başarılı olarak uygulanması için anahtar olarak düşünülmektedir. (DEMİR & OKAN, 2009)
Teknoloji, örgüt yapısını belirleyen en önemli faktörlerden
biridir. Geleneksel örgütlerin yapısını teknoloji belirlemiştir. Çağdaş
örgütlerin yapısını da teknoloji belirlemektedir (KARAHAN &
YILMAZ, 2010) . Bir
organizasyonda kullanılan teknoloji, örgüt yapısını etkilemekte ve onun yeniden
oluşmasına neden olmaktadır. Kullanılan teknolojilerin, örgüt yapısıyla uyumlu
hale getirilmesiyle, verimlilik artışı sağlanmasının çok daha olası olduğu
görülmektedir. (DEMİR & OKAN, 2009)
Örgüt yapılarıyla ilgili çeşitli sınıflamalar yapılabilir.
Bunlar arasında Burns ve Stalker’in mekanik ve organik örgüt yapıları en çok
bilinen örgüt yapı sınıflandırmasıdır. (DEMİR & OKAN, 2009)
Bilimsel yönetim kuramı ve bürokrasi yaklaşımında hareket
noktası temelde mekanik yaklaşım
olmuştur. Bu yaklaşıma göre örgütler, "belli amaçları gerçekleştirmek için
oluşturulmuş araçlar" olarak görülmüştür. (ŞİŞMAN, 1995)
Örgütün teknik sistemi de örgüt yapısı üzerinde belirleyici
role sahiptir. Teknik sistemin ayrıntılı bir şekilde düzenlenmesi ve işler
üzerindeki kontrol kapsamı ne kadar artarsa, örgüt o kadar biçimselleşmiş olur.
Bununla birlikte üretim personelinin de bürokratik niteliği artar (CAN, 2006) .
Teknik sistemin karmaşıklaşması sonucunda destek kadrolarının
profesyonelliği ve onlara duyulan ihtiyaç artar.
Teknik sistem yoğun kullanımıyla birlikte bürokratik yapı
organik yapıya dönüşür. Üretimde otomasyonun artmasıyla yapının organikleşmesi
buna örnektir.
Organik yaklaşım ya da örgütlerin organizmalar olarak görülmesi
ise, örgüt ve yönetimle ilgili insan ilişkileri kuramı, sistem kuramı,
olumsallık kuramı gibi kuramlar tarafından değişik biçimlerde ifade edilmiştir.
Organik yaklaşımlara göre örgütler, sürekli değişen bir ortam ve çevrede
yaşamını sürdürme mücadelesi veren canlı bir varlık olarak düşünülmüştür (ŞİŞMAN, 1995) .
Bilindiği gibi, 80’lerde büyük bir ivme kazanan ve 90’larda
altın çağına tanık olduğumuz, bilgisayarlaşma çağı, bilim çağı ya da bilgi
toplumu gibi isimlerle andığımız evrensel süreç, teknik boyutlarıyla sadece
iletişim ve bilgi alışverişi odaklı süreci hızlandırmakla kalmamış,“bilgi
teknolojileri”nin (BT), iletişim temeline dayanan her türlü ilişkinin ve işin yürütülmesinde
büyük değişimlere yol açmıştır. (ADA, 2007)
Bilgi çağı olarak da adlandırılan 21.yy.da kurumlar devamlı bir
değişim ve rekabet sürecine girmiştir. Günümüzün rekabet üstünlüğü sağlama
stratejisine göre ise, bir kurumun etkin ve verimli olması aynı işi diğer
kurumlara göre daha iyi ve farklı yapmasıyla mümkündür. Bir hizmeti, rakiplere
göre daha iyi ve daha farklı yapabilme avantajına sahip olmanın ve katma değer
yaratmanın kaynağı ise bilgidir (KARAHAN & YILMAZ, 2010) .
Kavram karmaşasını öncelikle yok etmek için, veri, enformasyon
ve bilgi kavramlarını tanımlayalım. Böylece üç kavram arasındaki ilişkiyi de
ortaya koymuş olacağız. Kavramları doğru anlarsak, doğru yerde kullanırız.
Böylece kavaram karmaşası içinde kaybolmadan asıl konumuz olan örgüt ve
enformasyon sistemi ilişkisini daha iyi anlamış oluruz.
Veri kelimesi Latince kökenli bir kelimedir. Latince de “datum”
veri, “data” ise veriler anlamına gelir. Türkçe’de hem tekil hem de çoğul
anlamında kullanılmaktadır. Veri, örgütün içinde ya da çevresinde meydana
gelen, insanların anlayabileceği ve kullanabileceği bir biçimde düzenlenmesi ve
organize edilmesi öncesinde, ham gerçekler şeklinde betimlenebilecek olaylara
verilen isimdir. (CAN, 2006)
Bilimin inceleme konusu olgulardır. Veri ise sistematik hale
getirilmiş ve düzenlenmiş sosyal olgular hakkında bize bir kod verir. Elimize bir çetele alıp
mahallede yaşayan insanların gelir durumlarını, ten renklerini, giyim
tarzlarını, kullandıkları arabaları yazarken o mahalledeki sosyal sınıflar
hakkında bilgi edinebiliriz. Bu çeteleye yazdığımız her şey bize bu sosyal
olgunun anlaşılması için bir kod parçası sağlar (CAN, 2006) .
Kısaca veri tek başına bir anlamı olmayan fakat enformasyon ve
bilginin temelini oluşturan yapılar olarak değerlendirebiliriz.
Enformasyon çoğu zaman veri ve bilgi ile karıştırılan veya
birbiri yerine kullanılan bir kavramdır. Türk Dil Kurumu’na göre “enformasyon”
kavramı; danışma, haber alma, haber verme, haberleşme anlamlarına gelmektedir.
Eski Türkçede “malumat” kelimesi de enformasyona karşılık gelmektedir.
Sözgelimi bir veri tabanı, ne kadar kapsamlı olursa olsun, bu
onun enformasyon olduğu anlamına gelmez. Sadece enformasyonun cevherini
oluşturur. Bir hammaddenin enformasyon haline gelebilmesi için bir göreve göre
örgütlenmesi, somut bir performansa yönlendirilmesi ve bir karara uygulanması
gerekir (CAN, 2006) .
Veri ve enformasyonun duruma ve kişiye
göre farklı nitelenebilmesinden ortaya çıkar. Örneğin bir antikacı ile
bitpazarında eşya satan kişi kabaca benzer şeyleri satarlar. Fakat bir kişi
için atılacak bir eşya diğer kişi için saklanacak nadide bir parça olarak
görülebilir. Aynı şekilde birisi için veri olan bir şey başkası için
enformasyon olabilir (CAN, 2006) .
Bilgi kavramı ise hem Türkçe hem de yabancı literatürde kimi
zaman enformasyonla eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Fakat nasıl ki veri ile
enformasyon arasında fark varsa aynı şekilde enformasyon ile bilgi arasında da
fark vardır.
Barutçugil’ e göre bilgi, insanın etrafında olup bitenleri tam
ve doğru olarak kavramasını sağlayan “kişiselleştirilmiş enformasyondur”.
Bilgi, kendini düşünceler, öngörüler, sezgiler, fikirler, alınan dersler,
uygulamalar ve yaşanan deneyimler şeklinde gösterir. Veri ve enformasyondan
daha karışık bir kavram olup enformasyon parçaları arasında kurulan yararlı
ilişkidir (CAN, 2006) .
Enformasyondan türetilen bilgi,
kişiselleştirilmiş özelliğinden hareketle, kişinin deneyimlerinden, değer ve
inançlarından hatta sezgilerinden etkilenir. Yani kişi aldığı enformasyonu bu
perspektifte değerlendirir ve önceki bilgileriyle ilişkilendirerek
karşılaştırır ve bir sonuca ulaşır (CAN, 2006) . Enformasyon
nispeten nesnel bir yapıyı olarak değerlendirilirken. Bilgi ise daha özneldir.
Aynı enformasyonu kullanan farklı kişiler farklı bilgilere ulaşabilirler.
Sistem, ortak bir amaçla bir araya gelen ve bu amaç uğruna
entegre bir şekilde hareket eden bir grup bileşene verilen isimdir (CAN, 2006) .
Her sistem genel olarak dört parçadan oluşur. Girdi, süreç,
çıktı ve geri besleme/kontrol. Her sistemi kendi başına ele alırken
girdi-çıktı-süreç aşamalarından söz ettiğimiz gibi aynı zamanda her sistem
başka büyük bir sistemin girdi kısmını oluşturabilir. Bu, kapsayıcı olan büyük
sisteme “üst sistem” denir. Aynı zamanda her sistem kendi içinde daha küçük
sistemlere de sahip olabilir. Bunlara “alt sistem” adını veririz. Örneğin bir
şirket tek başına bir sistemdir. Fakat içerisinde üretim, pazarlama, satış,
denetim gibi sistemleri barındırır. Bunların her birinin girdi ve çıktıları
ayrı ayrıdır. Fakat hepsinin üst sistemi şirkettir ve bu sistemlerin her biri
şirket üst sisteminin girdi ya da çıktı adımlarını oluşturur. Bununla birlikte
şirket te başka bir sistemin, örneğin ekonomi sisteminin bir alt sistemidir (CAN, 2006) .
Enformasyon sistemleri örgütteki kontrole ve karar almaya
destek olmak amacıyla enformasyonu biriktiren, depolayan, süreçten geçiren ve
dağıtan, birbiriyle ilişkili bir takım bileşenler olarak tanımlanır (CAN, 2006) .
Enformasyon sistemleri problemlerin çözümünde, karmaşık meselelerin analizinde
ve ürün geliştirmede yöneticilere ve çalışanlara yardımcı olur.
Enformasyon sistemi ile yöneticiler her türlü bilgiyi istenen
düzeyde takip etmek ve bilgisayar
ekranlarından bu bilgileri görebilmek imkanına kavuşmuşlardır. Bu sayede
yöneticiler, yönetiminden sorumlu oldukları örgütlerin nabzını her an ellerinde
tutabilmektedirler. (ADA, 2007)
Her örgütün rasyonel amaçları vardır. En önemli amacı karlılıktır. Etkin ve
verimli bir çabayla sağlanan kar ile de işletmenin sürekliliği sağlanır. Enformasyon
sistemleri örgütte işlerin etkin ve verimli bir şekilde yapılmasını temin eden
önemli araçlardandır (CAN, 2006) .
Enformasyon Sistemi örgüte hakim olmaktır. Her adımını
izleyebilmek, çevreyle bağını ortaya koyabilmek, örgütün tamamını ve her
aşamasını ölçmek, analiz etmektir. Doğru bilgiye ulaşıp doğru kararlar vererek
örgütün başarılı bir şekilde devamını sağlamaktır.
Teknoloji Latince “techne” den gelmektedir. Teknoloji, teknik
ile ilintili bir kavramdır. Enformasyon teknolojisi, bilgisayarların veri
işleme ve depolama gücünü telekomünikasyon yeteneğiyle birleştiren uygulama ve
teknolojileri ifade eder (CAN, 2006) .
Genel olarak enformasyon teknolojileri, “bilginin toplanması, işlenmesi, saklanması
ve gerektiğinde herhangi bir yere iletilmesini ya da herhangi bir yerden bu
bilgiye erişilmesini sağlayan teknolojiler”
olarak tanımlanır. (ADA, 2007)
Bilgisayar teknolojisi mi iletişim teknolojisinin, iletişim
teknolojisi mi bilgisayar teknolojisinin gelişimine ön ayak oluyor tartışması bir
yana, şu an her iki teknolojinin ortak bir şekilde geliştiği, birbirinden
ayrılmaz unsurlar olduğu görülmektedir. İşte buna, bilgisayar ve iletişimin
beraberliği vurgulanarak “enformasyon teknolojisi” denmektedir (CAN, 2006) .
Temel teknoloji, bir organizasyonun “inputları” “output’a”
çevirmek ve çevresine vermek üzere kullandığı süreçlerdir. Bu tanımda ifade
edildiği şekliyle, “inputları” “outputa” çevirmek için kullanılan teknoloji,
fiziksel araçlar olabileceği gibi (makine, teçhizat, donanım vs.) fikirsel
araçlar (çeşitli modeller, programlar, kavramlar) şeklinde de olabilir. (DEMİR & OKAN, 2009)
Enformasyon sistemleri, enformasyon teknolojilerinin görünen
yüzü gibidirler. Her gün bu sistemlerin karşısında çok çeşitli işler
gerçekleştirilir. Bunların yoklukları durumunda insanlar elleri kolları
bağlanmış hisseder. Elbette asıl olan bu sistemlerin arkasında yatan enformasyon
teknolojisidir. Bu teknolojinin farkında olunabilir ya da olunmayabilir, sonuç
olarak enformasyon sistemleri vasıtasıyla ondan faydalanılır (CAN, 2006) .
Bu süreci ortaya koyabilmek için aşağıda verdiğimiz şekil
üzerinden inceleyeceğiz. Bilgin oluşumu ve bu oluşumu destekleyen süreçler
hakkında daha iyi fikir sahibi olabiliriz.
Şekil 3: Enformasyon Oluşum Süreci
Veri(data), ham,
işlenmemiş, birbirleriyle ilişkilendirilmemiş, nesnel olgular, enformasyon (information) anlamlı bir
şekilde düzenlenmiş veri topluluğu, bilgi (knowledge) ise
enformasyonun tanımlı bir amaç için insanın tecrübeleri, algıları ve
anlayışları ile sistematize edilmesi ve yapılandırılmasıdır (ÇİZEL, 2005) .
Veri ham değerler. Enformasyon anlamlı gruplandırmalar. Bilgi beyin tarafından
geçmiş deneyimlerle işlenerek işe yarar sonuç çıkarmaktır. Bir işletmede
sürekli kararlar veririz. Bizim için önemli olan verdiğimiz kararların doğruluk
oranıdır. Bu kararlar bir bilgiye dayalı kararlardır. Sahip olduğumuz bilginin
doğru olması Enformasyonun ve ondan önce verilerimizin doğru olması ile
orantılıdır. Bunun içinde bir sistemimizin olması gerekir. Kurduğumuz bu
sisteme enformasyon sistemi, bu sistemin arkasında yatan teknoloji ise
enformasyon teknolojisidir.
Günümüzde; İnternet, çağrı merkezleri, banka kartı, kredi
kartı, üyelik kartı gibi manyetik kartlarla, binlerce müşterinin günün her
saniyesinde yapabildiği onlarca işleme, alışverişe ait “terabayt” seviyesinde
veri elde edilmektedir. Bu kadar veri bizim hiçbir işimize yaramaz. Bizim için
önemli olan bu verileri bir yapı içine koyarak anlamlı çıkarımlar sağlamaktır.
Şekil 4: Enformasyon Sistemin Yapısı
Veri işleme sistemleri organizasyonda operasyonel seviyedeki çalışanları
destekleyen sistemlerdir. Bu seviyedeki çalışanlar organizasyonun günlük rutin işlemlerini
gerçekleştirirler
ve veri işleme
sistemi verilerin işlenmesi ve saklanmasına yardımcı olur (DİRLİK, 2008) .
İşletimsel seviye günlük operasyonlarla ilgilenir. Yapılan işlemler,
işlem
yükü ve hacmi çok yüksek olan tekrarlı işlemlerdir. İşletimsel seviyede söz
konusu işlemlerin
nitelikleri çok nadir olarak değişmektedir. İşletimsel seviye,
verinin islenmesi,
saklanması ve çağrılmasına yöneliktir ve yönetimsel seviyeyi destekler. Yönetimsel
seviyenin kullandığı bilginin çoğu, başlangıçta İşletimsel seviye tarafından
tutulur.
Hicks’e göre, veri isleme sistemlerinin üç temel amacı
vardır. İlk
olarak örgüt olayları ile ilgili veriyi toplamak ve depolamak. İkinci
olarak, örgüt olaylarının günlük kontrolleri için gerekli bilgileri sağlamak.
Son olarak, örgütteki orta ve yüksek kademedeki yöneticiler tarafından
kullanılan daha yüksek seviyedeki enformasyon sistemleri için veri tabanı oluşturmaktır.
Organizasyondaki bilgi ve deneyim çalışanlarının kullandıkları
sistemlerdir. Bu sistemlerin amacı yeni ve mevcut teknolojilerin kullanılması,
iş akış süreçlerinin kontrol edilmesidir. Burada en temel yardımcı eleman Ofis
otomasyon sistemleridir. Bu sistemler bireyler, gruplar ve örgütler arasında
elektronik mesajların, belgelerin ve diğer iletişim formlarının
toplanmasını, işlenmesini, kayıt edilmesini ve aktarılmasını sağlayan
bilgisayar temelli enformasyon sistemleridir.
Ofis otomasyonu bir ofisin bilgi iletişim fonksiyonuna
bilgisayar teknolojisinin uygulanmasıdır. OOS, bireyler, çalışma grupları ve örgütler
arasında elektronik mesajları, dokümanları ve diğer iletişim formlarını toplayan, isleyen, depolayan ve ileten enformasyon sistemleridir. Bu tür
sistemler, tüm iletişim formlarının üretilmesini, erişilmesini ve alınması için gerek duyulan zaman ve çabayı önemli
oranda azaltarak yöneticilerin, profesyonel çalışanların ve diğer personelin verimliliğini arttırır (DİRLİK, 2008) .
Organizasyon içinde kontrol, karar verme ve orta seviye
yöneticilerin kullandıkları sistemlerdir. Bu sistemler genel olarak rutin
dışındaki karar verme süreçlerini, daha az organize olmuş standartlaşmamış
kararların verilmesinde kullanılırlar. Veritabanından periyodik ve önceden
belirlenen raporları sağlayan bir sistemdir. Bu sistem rutin, özet ve istisnai
raporlar sağlayarak
planlama, kontrol ve karar verme işlevlerine hizmet eden bir
sistemdir. Orta düzey yönetime hizmet sağlayan bu sistemler, İşletimsel
seviyedeki operatörler tarafından kayıt edilmiş verilerin analizini ve
raporlamasını yapar.
Bu sistemlerin önemli karakteristikleri şunlardır (DİRLİK, 2008) .
·
Toplu raporlama yönlü
Ø Özet raporlar: İstatistiksel raporlar, zaman,
personel, ürünler veya birtakım diğer
nicelikler üzerindeki toplamlar, ortalamalar, maksimumlar, minimumlar ya da diğer
istatistikî verileri gösterirler. Bir istatistikî raporun her bir satırı
detaylı raporda açıklanabilen büyük miktarlarda işlem
verisini özetler
Ø İstisnai raporlar: Aşırı bilgi yüklenmesini
engellemenin bir başka aracıdır. Bu
raporlar önceden belirlenmemiş “sınırlar-dışı”
koşulların ortaya çıkması durumunda oluşturulur
ve yalnızca bu koşullara ilişkin
bilgiler içerir.
Ø Ayrıntılı raporlar: Detaylı raporlar, bölüm veya
çalışma gruplarının operasyonlarını günlük
izlemelerinde yöneticilere yararlı bilgi sağlar.
Öncelikle düşük seviyedeki
yöneticiler tarafından kullanılan detaylı raporlar, müşteriler
tarafından yapılan ödemeler, mamul parçaları, büyük defterdeki borçlar ve
krediler gibi özel işlemler hakkında veri sağlar.
·
Çok az değişen
kararlara veya yarı yapılandırılmış kararlara hitap eder.
·
Analitik olarak çok fazla gelişmiş/komplike
değildir.
·
Her şeyden önce iç veya işletme
bilgi akışlarında
kullanılır.
·
Geçmiş verilere
ve bilgilere odaklıdır.
·
Tasarımı ve yordamların geliştirilmesi
çok uzundur.
·
Sabit ve değişmezdir.
Üst düzey yöneticilerin, standart olmayan uzun dönemli
konuların takibini ve stratejik kararları verdikleri sistemlerdir. Temel amaç
organizasyonunun ihtiyaçlarına göre orta ve uzun vadeli (5-10 yıl) kararları
çevre şartlarını da düşünerek vermektir.
İleri grafikler ve iletişimler aracılığıyla
yapılandırılmamış kararlar almaya odaklanan organizasyonların stratejik
düzeylerinde tasarlanan enformasyon sistemidir.
Yöneticilerin büyük miktarlarda
verilere hızlı ve etkili bir biçimde erişmeleri, verileri analiz etmeleri, izlemeleri, özetlemeleri ve dağıtmalarında yardımcı
olan renkli grafikler, dokunma duyarlı ekranlar, sesli komutlar ve doğal dil ara yüzü gibi
araçlar ve teknikler kümesinden meydana gelir. Bu sistemlerin önemli
karakteristikleri şunlardır (DİRLİK, 2008) :
·
Tepe
yöneticilere hizmet verir
·
Çizgesel
yönelimleri gösterir
·
İşletme içi veri akısını (gelirler, giderler vb.) kullandığı kadar isletme dışı veri akısını da (ekonomi,
rakipler, endüstri hakkında bilgi) kullanır
·
Kullanışlı ara yüz sağlar
·
Veri
analizi için kullanışlı metotlar sunar
·
Yönetimsel
karar vermeye yardımcı olur ve destekler
·
Senaryo
analizlerini “what-if analyze” olanaklı kılar
·
Hızla
değişen, dinamik ve yapılandırılmamış kararların alınmasını
sağlar
·
Analitik
olarak gelişmiştir, modeller, algoritmalar vb. içerir
·
Gelecek
yönlüdür
·
Esnek,
uyarlanabilen ve genişleyebilen bir sistemdir
·
Öncelikle
son kullanıcılar ile enformasyon sistemi uzmanlarından birtakım yardımlar
alınarak tasarımlanmıştır.
Örnek:
A-Sipariş işlemleri
giriş-işleme
|
à
İşletimsel düzey
|
B- Üretim ve Satışları izleme
|
àBilgisel
düzey
|
C- Fiyat Analizi ürün/hizmet
fiyatlandırma
|
àYönetsel
düzey
|
D- Satış tahminleri 5 yıllık satış tahminleri
|
à
Stratejik düzey
|
Örnekte görüldüğü gibi her seviyenin kendine göre bir işlemi ve
bu işlemleri gerçekleştirecek bir örgütlenme yapısı mevcut. Her seviye
kendisine belirlenmiş sınırlar çerçevesinde hareket alanı içinde görevini
yerine getirirken bir üst seviyenin oluşmasını destekler. Buda seviyelerin
birbirine bağımlılığını gösterir.
Günümüzde bilgi teknolojilerinin gelişimi izlenmesi zor bir
yarış haline gelmiştir. Bu gelişmelerin günlük yaşama etkisini hepimiz
hissediyoruz. Daha da önemlisi bu yeni araçların iş hayatında yaygın olarak
kullanılmaya başlanması, örgüt yapısını, iş ve çalışma yöntemlerini, yönetici
ve çalışan profilini ve genel olarak iş hayatını değiştirmektedir. (ADA, 2007)
Enformasyon sistemlerinin kurulması
sırasında ve sonrasında örgütte çeşitli yapısal değişiklikler yapılması da
mümkündür. Üretim teknolojilerinde yapılan bir yeniliğin işçi çıkarılmasına
sebebiyet verebileceği gibi benzer şekilde enformasyon sistemleriyle birlikte
örgütte bir takım yapısal değişiklikler de gündeme gelebilir. (CAN, 2006)
Enformasyon sistemleri sundukları farklı olanaklar sayesinde
şirketin, olaylara farklı bir şekilde yaklaşmasına sebep olabilir. Enformasyon
sistemleriyle şirket, sadece faaliyetlerinin tarihçesini ve toplamını görmekle
kalmaz, değişik boyutlar ve bağlamlar kullanarak geleneksel bakış açışından
sıyrılıp, kendisine ve kendi iş çevresine karşı farklı bir gözle ve yorumla
bakmayı becerebilir (CAN,
2006) .
Örgütlerde uygulanan enformasyon sistemi, doğası gereği, kendi
yarattığı etkileriyle de ilişkiye sahiptir. Yönetim felsefesi, örgüt yapısı, iş
gören ilişkileri, örgüt kültürü ve örgüt büyüklüğü gibi örgütsel değişkenler bu
etkinin ortaya çıkışında kritik rol oynarlar. (DEMİR &
OKAN, 2009)
Bir organizasyonda kullanılan teknoloji, firma örgüt yapısını
etkilemekte ve onun yeniden oluşmasına neden olmaktadır. Kullanılan
teknolojilerin, örgüt yapısıyla uyumlu hale getirilmesiyle, verimlilik artışı
sağlanmasının çok daha olası olduğu görülmektedir. Yeni teknoloji kullanan
firmaların düşük performansına atfedilen nedenlerden biri olarak da, değişen
çevreye rağmen statik kalan ve yeni teknolojiye uyumlu olmayan firma örgüt
yapısı olduğu ileri sürülmektedir. (DEMİR & OKAN, 2009)
Enformasyon sistemlerini kullanarak fark yaratmak, rekabet
üstünlüğü elde etmek için enformasyon sistemlerini diğer teknoloji ve araç
gereçler ile uyumlu hale getirmek gerekmektedir. Bunun bir adım sonrası enformasyon
sistemlerinin kullanıcı adaptasyonudur. Çünkü çalışanların enformasyon
sistemleriyle verimli sonuçlar üretmesini beklemek için öncelikle onların nasıl
kullanılması gerektiği ve ne derece faydalanılabileceği konusunda bir fikre
sahip olması gerekir (CAN, 2006) .
Günümüzde, rasyonel davranan bir işletmenin, bilgisayar ve
iletişim teknolojileri konusuna büyük önem vermesi gerektiğini söyleyebiliriz.
Teknolojik olarak fark yaratan şirketler rakiplerine karşı da önemli rekabet
avantajı elde etmiş olurlar (CAN, 2006) .
Bilişim teknolojileri her ne kadar yeni iş yapma yolları önerse
de şirketler kendi amaçları ve bu amaçlara hizmet edebilecek bilişim sistemleri
konusunda açık fikirlere sahip olmalıdırlar. Birçok işletme birbiriyle uyumlu
olmayan telekomünikasyon ağları, yazılım, donanım ve bilişim sistemleri
yüzünden hedeflerine ulaşamamaktadır. Bu bakımdan bilişim sistemlerini
kullanarak fark yaratmak, rekabet üstünlüğü elde etmek için bilişim
sistemlerini diğer teknoloji ve araç gereçler ile uyumlu hale getirmek gerekmektedir. (CAN, 2006) .
Günümüzde pek çok alanda meydana gelen gelişmelere paralel
olarak, küreselleşme, ürünlerin maliyetlerinin ve üretim sürelerinin azalması
ile bilişim teknolojilerinin getirdiği imkânlar, bütün örgütler için işin
entegrasyonunu zorunlu hale getirmektedir. Bu entegrasyon; stratejilerin,
işletme içi süreçleri ve bilgi işlem sistemi altyapısının uyumlu bir şekilde
çalışmasını kapsamaktadır (CAN, 2006) .
Şekil 5 : Örgütlerde Kullanılan Enformasyon Sistemi
Örgütlerde kullanılan enformasyon sistemlerinin amacı, her
türlü bilginin ona gereksinimi olana, gerektiği zamanda ve uygun biçimde
sunulmasıdır. Bilginin dağıtımında onun hangi bağlamda kullanılacağı önem kazanır.
Her türlü bilginin sunulması, aşırı haber yüklemesine (information overload)
yol açabilir. Haber bombardımanı altında işe yarar bilgi bulmakta zorluk
çekilebilir. Öte yandan, her birime sadece o birimi ilgilendiren bilginin
sunulması, ilgili birimin bazı bilgilere ulaşamaması ve böylece öğrenme ve
bilgi üretme olanağının elinden alınması anlamına gelmektedir. Üstelik bilginin
kontrolü ya da kısıtlanarak sunulması, çalışanların yönetime güvensizliğine ve
işe güdülenememesine yol açabilir. Örgütün farklı birimlerine farklı bilgilerin
sunulması, birimlerin genellikle durumun bütünüyle ilgili farklı görüntülerden
hareket ederek etkinlik yürütmesine, böylece alt birim hedeflerinin neredeyse
kendi başına amaç haline gelmesine yol açabilir (KARAHAN & YILMAZ, 2010) .
Örgütün günlük rutin faaliyetleri ile ilgili verilerin
işlenmesi ve bunların bir veri tabanına kaydedilmesini sağlayan sistemlerdir. Bu
sistemler iş faaliyetlerini kolaylaştırırken, diğer enformasyon sistemleri için
temel oluşturmuşlardır.
Bu sistemler genel olarak satışları ve satışlar ile ilgili
pazarlama verilerini tutarlar. müşterilerin kayıtlarının tutmak
Bu sistemler imalat ve üretim süreçlerini kontrol ve takibini
yaparlar. satın alma, tedarik, yükleme, stok destek
Organizasyon içinde kaynakların akışını sağlayan sistemlerdir.
Günlük kasa defterleri, ödeme dengesi
Kariyer planlama,
performans değerlendirme ve takip sistemleri
Kelime işlemci, tablolama, dosya yönetimi, randevu ve
organizasyon takibi, haberleşme ve iletişim için kullanılmaktadır. Kişisel
uygulamaların ağırlığı fazla olan sistemlerdir. Outlook, Word, Excel,
Powerpoint gibi veri işleyen çalışanların ihtiyaçlarına yönelik tasarlanmıştır.
Veri işleyen çalışanlar verileri üretmekten çok değerlendirme yapmaktadır.
İletişim teknolojilerindeki ilerlemeler öncesinde, bir taraftan
büro ve muhasebe işleri bilgisayar ortamında idare edilirken, diğer yandan
örgütün çeşitli bölümlerindeki birimler de ayrı ayrı sistemler kullanılmaya
başlanmıştır. Bu sistemler, enformasyon teknolojisindeki ilerlemelerle birlikte
gelişmiş ve kapsamını genişletmiştir (CAN, 2006) .
Genel olarak yönetim destek sistemleri, bir işletmenin mevcut
faaliyetlerinin planlanması ve kontrolü ile işletmenin gelecekteki
performansının tahmin edilmesine olanak sağlayan rutin, özet raporlarının
hazırlanmasını ve sunulmasını sağlamaktadır. Çevre ve işletme dışı
faaliyetlerden daha çok işletme içi faaliyetler üzerinde odaklanmış olup,
yönetim düzeyindeki planlama, kontrol ve karar verme fonksiyonlarını
desteklemektedir. (ADA, 2007)
Yönetim destek sistemlerinin temelde üç amaca hizmet eder.
• Bu sistemler yönetimin karar verebilmesi için, gerekli bilgiyi
sağlamak amacıyla değişik kaynaklardan veriyi bütünleyebilirler.
• Şirketin temel operasyonlarını özetler ve raporlar.
• Yöneticilere işletmenin farklı fonksiyonları ile ilgili
enformasyonu sağlar.
Bu sistemler kritik verilerin sıkıştırılması, filtre edilmesi,
gerekli ihtiyaçların bilgi olarak saklanması için yöneticilere yarar sağlarlar.
Her ne kadar sınırlı analitik yeteneklere sahip olsalar da yönetim için çok
önemli destek sunarlar.
Karar verme, çeşitli amaçlar, bunlara ulaştıracak
yollar, araçlar ve imkanlar arasından seçim ve tercih yapmakla ilgili zihinsel,
bedensel ve duygusal süreçlerin toplamıdır (DİRLİK, 2008) .
İşletmelerin ihtiyaç duyduğu enformasyon sistemleri
organizasyonun seviyelerine göre farklılık göstermektedir. Yöneticinin
organizasyonun hangi düzeyinde olursa olsun “karar vermek” en asli vazifesidir.
Her düzeyin kendine has çözülmesi gereken sorunları ve karakteristikleri
farklıdır. Bu farklılığın da doğal olarak karar sürecine yansıması
kaçınılmazdır (CAN, 2006) .
Karar destek sistemleri, organizasyonun yönetim seviyesine
hizmet veren, veriler ile karmaşık analitik araçları birleştiren veya yarı yapılandırılmış
ve yapılandırılmamış kararların alınmasını desteklemek için veri analiz
araçlarını sağlayan bir enformasyon sistemidir (DİRLİK, 2008) .
Karar destek sistemleri yöneticilere
yarı yapılandırılmış, eşsiz veya hızla değişen, kolayca belirlenmeyen kararlar
verebilmeleri için destek sağlarlar. Veri işleme sistemleri ve yönetim bilişim
sistemlerinden dahili bilgiler kullanırken dıştaki kaynaklardan da bilgiler
alır.
Karar destek sistemleri diğer sistemlerden daha fazla analitik
güce sahiptir. Bu sistemler detayı analiz etmek için birçok belirgin karar
modeli geliştirirler. Ek olarak karar destek sistemleri kullanıcının direkt
olarak bu sistemlerle çalışmasını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Bu
sistemler kullanıcı dostu yazılımlar içerirler. Bu sistemler aynı zamanda
kullanıcıyla karşılıklı etkileşim içindedirler. Kullanıcı varsayımları
değiştirebilir ve yeni veri ekleyebilir (CAN, 2006) .
Şekil 6: Karar Destek Sistemi
Karar destek sistemlerinin sahip
olduğu
üç önemli bilesen
şunlardır:
veri yönetimi modülü, model tabanı yönetim modülü ve diyalog yönetim modülü. Bu
modüller, (1) uygun bir biçimde istekleri girmeye yardımcı olurlar, (2) uygun
(konuyla ilgili) olaylara odaklanarak çok miktarda veri üzerinde araştırma
yaparlar, (3) istenilen modellerde veri kullanırlar ve (4) kullanıcılar
tarafından kolay kavranması için sonuçları bir veya birkaç biçimde sunarlar (DİRLİK, 2008) .
Bilgi yönetimi geçmişe de usta‐çırak ilişkilerinin aktarıldığı uygulana gelen bir
yönetim olmakla birlikte, üst düzey yönetimlerin bilgi yönetiminden söz etmesi,
1990'lı yılarda olmuştur. Sanayileşmiş ekonomilerin temelinin doğal
kaynaklardan entelektüel varlıklara kaymasıyla birlikte, yöneticiler kendi işlerinin
temelinde yatan bilgiyi ve bu bilginin kaynağını araştırmaya yönelmişlerdir.
Diğer yandan da, şebekeye bağlı bilgisayarların ortaya çıkışı, belirli türden
bilgileri, her zamankinden daha kolay ve ucuz bir şekilde kodlaştırmayı,
saklamayı ve paylaşmayı mümkün hale getirmiştir (KARAHAN & YILMAZ, 2010) .
Günümüzde şirketler için coğrafi engellerin anlamsız hale
gelmesinde bilişim teknolojisindeki gelişmelerin etkisi yadsınamaz. Önceleri
birbirinden aylar sonra haberdar olan şirket şubelerinden söz edilirken, şu
anda sektörlerin birbirinden anlık haberdar olmalarından bahsedebiliyoruz.
Bunun en çok yaşandığı ve görüldüğü sektör bankacılık ve finans sektörüdür.
Öyle ki bir gün içinde ülkeler bazında bile mali dengeler yer değiştirebilmektedir (CAN, 2006) .
Öteden beri yönetim seviyeleri ve buna bağlı olarak örgütsel
düzeyler genel olarak; stratejik düzey, yönetsel düzey ve operasyonel düzey
olarak üç tabakaya ayrılmıştır: Üst yönetim stratejik düzeyde bulunur ve
stratejik kararlar alırlar. Orta kademe yöneticileri ise yönetsel düzeyde yer
alır ve yönetsel kararlar alırlar. Alt birim yöneticileri veya şefler ise
operasyonel düzeyde bulunur, operasyonel seviyede kararlar alarak çalışanlara
yapması gereken işi yaptırırlar (CAN, 2006) .
Şekil 7: İşletmelerde Karar Grupları ve Sevyleri
Organizasyonun kullandığı bilişim sistemleri de yukarıda
belirtilen örgütsel karar düzeylerine yani yönetim seviyelerine göre farklılık
arz etmektedir. Bunun anlamı stratejik, yönetsel ve operasyonel kararların
alınmasında ya da karar desteğinin sağlanmasında kullanılacak enformasyon
sistemleri bu düzeylerin ihtiyacını karşılamaya yönelik olacaktır. Aşağıda,
karar gruplarına göre kararların özelliğini gösteren özet tablo görülmektedir (DİRLİK, 2008) .
Bu dönemde enformasyona dayalı süreçlerin otomasyonu ile
verimliliğin arttırılması amaçlanmıştır.
Yönetim enformasyon sistemleri
genellikle yöneticilere haftalık, aylık, yıllık sonuçlar sunar. Bu sistemler
ileride oluşabilecek sorunları bu günden yapısallaştırırlar. Genellikle çok
esnek bir yapıya sahip değillerdir. Tipik bir yönetim enformasyon sistemi, pek
çok rutin hale gelmiş özet tabloların hazırlanması, karşılaştırmaların
yapılması, istatiksel ve matematiksel modellerin oluşturulmasına destek sağlar (CAN, 2006) .
Bu dönemde karar verme için gerekli olan enformasyon
gereksinimi karşılayacak yöneticilerin etkinliğinin arttırılması temel amaç
olmuştur.
Bu döneminde ise amaç işin doğasını ve iş yapma şeklini
değiştirerek rekabet üstünlüğü elde etmektir.
Her kurumun doğal faaliyetleri sonucunda belge ürettiği, bu
belgelerin de işe yarar bilgileri ihtiva ettiği muhakkaktır. Kurumların kendi
bilgilerinden maksimum derecede faydalanmaları ise etkin bir enformasyon
sistemi ile mümkün olur. Etkin bir enformasyon süreci, kurumların bilgi
kullanım hızını artırır, maliyeti düşürür ve hem kurum çalışanlarına hem de
müşterilerine ihtiyaç duyulan bilgi ve hizmeti sağlar (KARAHAN &
YILMAZ, 2010) .
Enformasyonun kavramsal açıdan gelişimi incelendiğinde örgütlerdeki enformasyon
sistemlerinin, geçirdiği aşamalar şu şekilde sıralanabilir:
“Yönetim Enformasyon Sistemleri”nin stratejik karar verme
sürecinde kullanılmaya başlamasıyla “Karar Destek Sistemleri” ortaya çıkmıştır.
Karar Destek Sistemleri’nin istenilen bilgiyi doğru ve zamanında üretebilmesi
için bu sistemlerin farklı bir yapıda kaydedilen veri ile beslenmesi gereği
doğmuştur. Hâlihazırda tutulan verinin operasyonel bilgi sistemlerinden ayrılma
ihtiyacı doğunca “Veri ambarları” gündeme gelmiştir. Veri ambarlarında tutulan
veriler, işletmelerin faaliyetlerinden elde edilmiş olan, ancak farklı bir
yapıda ve farklı bir fiziksel ortamda tutulan, bilgi üretmeye yönelik
verilerdir. Bu verilerden bazılarının departmanların kendi kullanım amaçlarına
hizmet edecek şekilde ayrılmasıyla “data mart” olarak isimlendirilen her
departmana özel veri tabanları oluşmuştur. Zorlu rekabet ortamı artık aklımıza
gelen, istediğimiz sorgulamalarında yeterli olmaması “Veri madenciliği” ni doğurmuştur.
Veri madenciliği verilerden çeşitli teknikler, algoritmalar ve sorgulamalarla
anlamlı bilgiler keşfetmektir. Sonuç itibarıyla veriye dayalı stratejik karar
destek sistemlerinin tümü “iş zekâsı çözümleri” olarak isimlendirilmektedir.
Enformasyon sistemi örgütün kültürü ile bire bir bağlantılıdır.
Bir işletmenin defter değeri ile pazar değeri arasındaki fark işletmenin
entelektüel sermayesidir. Entelektüel sermaye oluşumunda ise kurum kültürü ve
bilgi yönetimi önemli etkenlerdendir. (AKGÜN, 2006)
Kurum kültürü Çalışanların bilgilerini serbestçe, herhangi bir
korku taşımaksızın paylaşabilmeleri bilgi yönetiminin verimli şekilde
uygulanabilmesi için hayati önem taşımaktadır. Çalışanları bilgi
faaliyetlerinde destekleyici bir kurum kültürünün oluşturulması uzun zaman
alabilmektedir, çünkü söz konusu oluşum yöneticilerin ve diğer çalışanların
düşünce ve davranışlarında değişimi gerektirmektedir (AKGÜN, 2006) .
Kurulacak olan enformasyon sistemi de bu kurum kültürünü göz önüne almalıdır.
Kurum kültürüne zıt bir sistem verimli bir şekilde çalışmaz.
Enformasyon sistemi belirli bir başlangıç ve bitiş tarihi olan
bir proje olarak değil, kesintisiz bir dönüşüm ve bir olgunlaşma süreci olarak
görülmelidir. Bu nedenle, Enformasyon sistemi, bir teknoloji sorunu olmaktan
öte bir kurumsal kültür sorunudur (AKGÜN, 2006) .
Enformasyon sistemi bir organizasyonda yerleştirmek ve tüm
çalışanlara benimsetmek için izlenmesi gereken yol altı adımdan oluşmaktadır;
Üst yönetimin bilgi yönetiminin anlamını ve değerini anlamasını
ve bu nmnm konudaki tüm çabalara tam destek vermesini sağlamaktır.
Başlangıçta gerek teknolojik altyapının gerekse kurumsal
kültürün uygun duruma getirilmesi için farklı bölümlerde çalışanların katıldığı
proje takımları oluşturmak.
Organizasyon için de bilgiyi derleyen, güncelleyen, depolayan
ve dağıtan bilgi teknolojilerini, internet ve intranet ağlarını, veri
tabanlarını oluşturmak.
Bilginin kolektif ve sistematik bir şekilde üretildiği,
geliştirildiği, paylaşıldığı ve kullanıldığı bir iş ortamı yaratmak.
Bilgiyi elde etmek, işlemek, paylaşmak ve kullanmak için
geliştirilen teknolojik sistemlerin ve düşünülen sürecin işlediğinden emin
olmak ve uygun kurum kültürünün sürekliliğini sağlamak.
Bilgi yönetimi anlayışı ve uygulamalarıyla organizasyonun elde
ettiği rekabetçi üstünlükleri belirlemek, organizasyonların ve çalışanların
amaçlarına ulaşmalarına yaptığı katkıyı ortaya koymaktır.
Örgütler, çevreden aldıkları kaynakları belirli süreçlerden
geçirerek ürün ve hizmet üreten biçimsel ve sosyal yapılardır.
Örgüte bir sistem olarak
baktığımızda; girdi, süreç ve çıktı adımlarını görürüz. Aynı şekilde örgütte
kullanılan enformasyon sistemleri de bu adımları içerir. Enformasyon
sistemlerinin girdisi hem örgütün içinde oluşan veri ve enformasyon hem
de örgütün dışında kalan ama örgütün çevresine ait, onu ilgilendiren ya da
ilgilendirebileceği varsayılan veri ve enformasyondur (CAN, 2006) .
Çevre ve örgüt ilişkisi karşılıklıdır. Çevre örgütün neler
yapabileceğini şekillendirirken, örgütte kendi çevresini etkileyebilir. Ancak
çevredeki değişim örgütteki değişimden daha hızlıdır. Enformasyon
sistemleri, çevresel değişimin algılanmasında ve çevredeki değişimle baş
etmede önemli bir araçtır. Enformasyon sistemleri örgüt ile çevresi arasında
bir filtre görevi görür.
İşletmelerin yoğun rekabet ortamında karşılaştıkları
yapısal ve yapısal olmayan problemleri hızlı bir biçimde çözmeleri
sürdürülebilir rekabet gücü sağlamaları açısından çok önemli bir
gerekliliktir. Bu gereklilik yerine getirilirken işletmedeki yapılan işlemleri
doğru
ve hızlı bir şekilde
takip etmeleri, işletmenin iç ve dış kaynaklardan problemlerin çözümü
için ihtiyaç duydukları uygun bilgiyi çok kısa sürede toplamaları ve problemin
çözümüne doğrudan
katkı sağlayacak
uygun bilgiyi zamanında problem çözümü için kanalize etmeleri gerekmektedir. Bu
ardışık
sürecin işletmelerin
çevreye uyum ve yaşamlarını sürdürmeleri açısından en önemli iş olduğu
söylenebilir (DİRLİK, 2008) .
Örgütlerin yapısını kurgularken çevreyi dikkate almak
zorundayız. Enformasyon sistemi kurarken sadece örgütün iç dinamiklerini değil,
örgüt çevresini de içine alacak şekilde kurgulamalıyız (DİRLİK, 2008) .
Enformasyon Sistemlerinin Örgüt Yapısına Etkisi Geçmiş 40
yıllık sürede, çoğu örgüt kuramcısı, örgüt yapısı ve teknoloji arasındaki ilişkiyi
araştırmışlardır.
Araştırma
sonuçları, bu ilişki konusunda zaman zaman birbirine zıt ve çelişkili
bulgular ortaya koymuştur. Örneğin, Woodward (1965), teknolojik
parametrelerin İngiliz imalat sanayi şirketlerinin yapısını belirlediği
sonucuna ulaşmıştır.
Buna karşılık
Hickson, Pugh ve Pheysey (1969), yapmış oldukları çalışmada,
teknoloji ve örgüt iliksisini destekleyen
çok az kanıta ulaşmışlardır (DİRLİK, 2008) .
Enformasyon
sistemlerinin örgüt yapısına etkisini üç düzeyde inceleyeceğiz. Farklı düzeylerdeki
örgüt yapısının enformasyon sistemleri ile ilişkilerini ortaya koymaya
çalışacağız.
4.5.1.
Biçimselleşme Düzeyi ve Enformasyon Sistemleri
Biçimselleşme; iç kurallarının, süreçlerin, prosedürlerin
standartlaşmasını kapsar. Bilişim sistemlerinin iş yapma biçimleri, zaten
bilgisayar temelli oldukları için, sistemlidir. Bu yüzden varsayım olarak Enformasyon sistemlerinin,
biçimselleşme yolundaki bir şirket için vazgeçilmez bir araç olduğunu söylemek mümkündür.
Toplam kalite yönetimi uygulamasına geçen şirketler için de iş
yapma biçimlerinin, kural ve süreçlerinin yazılı olmasına ihtiyaç vardır. Enformasyon sistemlerinin bu
anlamda da faydalı olduğunu söyleyebiliriz.
Merkezileşmiş bir yapıya sahip örgütlerde Enformasyon sistemlerinin,
operasyonlar hakkında ayrıntılı bilginin süzülerek verilebilmesi için
yapılandırılmış bir özelliğe sahip olması gerekmektedir. Böyle sistemler aşırı
bilgi yüklüdürler. Bununla birlikte bunu kullanan yöneticiler de aşırı bilgiye
maruz kalmaktadırlar.
Ademi merkezileşmiş bir yapıya sahip örgütlerde bilişim
sistemlerinin en önemli özelliği, üst yönetime operasyonlar hakkında yoğun
bilgi verecek yapıda olmayışlarıdır. İkinci özelliği ise olarak ademi
merkezileşmiş bölümlerin kullandığı Enformasyon sistemlerinin standartlaşmış kullanımı ve sonucu
olması yerine her bölümün ihtiyacını en uygun karşılayacak şekilde tasarlanmış
olmalarıdır.
Literatüre bakıldığı zaman merkezileşme ve Enformasyon sistemleri
arasındaki ilişkisellik noktasında dört farklı görüşle karşılaşmaktayız.
•
Enformasyon teknolojileri
merkezileşmeyi artırır
•
Enformasyon teknolojileri
merkezileşmeyi azaltır.
•
Enformasyon teknolojilerinin
merkezileşme üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
•
Enformasyon teknolojileri
belli koşullara bağlı olarak merkezileşmeyi artırır ya da azaltır.
4.5.3.
Karmaşıklık Düzeyi ve Enformasyon Sistemleri
Bilgisayarların işletmelerde kullanımının artmasıyla birlikte
yöneticilerin rollerinde değişim olduğu gibi buna bağlı olarak çalışanların ve
yöneticilerin örgüt içindeki konumları da farklılaşmaya başlamıştır. Enformasyon sistemleriyle
karmaşıklık düzeyinin belirleyicisi olan yatay ve dikey farklılaşma arasında
bazı etkileşimlerden söz etmek gerekir.
4.5.3.1.
Yatay Farklılaşma ve Enformasyon Sistemleri
İletişim problemlerini önlemek adına örgütler, birimleri
arasında entegrasyonu sağlamak amacıyla yeni yollar denemektedirler. Birimler
arası iletişim, koordinasyon ve işbirliğini sağlamaya dönük olarak Enformasyon sistemleri en çok
başvurulan yöntemlerden biridir.
Örneğin ofis otomasyon sistemleri ile şirket çalışanları ürettikleri işi
paylaşabilir, uzak mesafelerde de olsa iş hakkında bilgi edinebilirler.
Bir şirket yatay olarak farklı farklı bölümlere ayrıldıktan
sonra onları bir arada tam bir etkileşim ve iletişim halinde tutması gerekir.
Öteden beri büyük firmalar, hem aynı yerde hem de farklı coğrafi bölgelere
yayılmış olarak çok çeşitli bölüm ve birimlere sahip olmuşlardır. Koordinasyon
ve kontrol bu firmalarda çok önemli olmuştur. Bununla birlikte yetersiz iletişim
araçlarıyla bu koordinasyon ve kontrolün sağlanmasında da zorluklarla
karşılaşılmıştır. Özellikle dağıtım kanalları ile üretim arasında
koordinasyonun sağlanmasında böyle zorluklar en çok karşılaşılan
durumlardandır. Örneğin üretim bölümü, pazarlanacak ürün miktarınca üretmeyi
hedefler fakat üretim ve pazarlama bölümleri arasında hızlı iletişim sağlanmazsa
dalgalanan talep karşısında yetersiz üretim ya da stok birikmesiyle karşılaşılabilir.
Fakat Enformasyon sistemleriyle
üretim ve pazarlama bölümleri birbirinden anında haberdar olabilir, üretim
bölümü de kendini pazarlanan ürün miktarına göre daha hızlı ayarlama şansı
bulabilir.
Enformasyon sistemleri
kullanılarak, birimler ve bölümler arasındaki iletişime ve koordinasyona
yönelik yarar sağlanabildiği için şirketler yatay olarak bölümlenmeye daha
elverişli hale gelebilirler.
4.5.3.2.
Dikey Farklılaşma ve Enformasyon Sistemleri
Öteden beri bilişim teknolojilerinin örgütün orta kademesini
azaltacağı yönünde görüşler mevcuttur. Bununla birlikte hiyerarşik bir yapısı
olmayan örgüt tiplerinde Enformasyon
teknolojilerinin ve sistemlerinin zaten olmayan orta kademeyi azaltması
da mümkün gözükmemektedir. İşi ya da sektörü gereği hiyerarşik bir yapılanma
içinde olan örgütlerin kimisinin de Enformasyon sistemleriyle orta kademelerini azaltma gereği
duyacakları da tartışma konusudur. Çünkü kullanılan her türlü bilişim sisteminin
bu işe yaramadığı aşikârdır.
Bilişim sistemlerini işletme faaliyetlerine uygulamanın
sağlayacağı yararlar; işletmedeki operasyonel verimliliğin artması,
maliyetlerin düşürülmesi, müşterilere daha kaliteli hizmet sunulması, bilgiye
dayalı yeni ürünlerin geliştirilmesi, pazardaki yeni fırsatların fark edilmesi
ve faydalanılması, rekabet ve pazar gücünün artırılması şeklinde sıralanabilir (CAN, 2006) .
Enformasyon Sistemlerinin örgütler için belirtilen temel
yararının (bilgi toplama ve üyelerine paylaştırma) yanı sıra örgüt yönetimine sağlayacağı
yararları şu
şekilde
sıralayabiliriz (DİRLİK, 2008) .
1. Örgütle ilgili tüm bilgiler daha düzenli ve kolay erişebilir
bir şekilde
olacağından
yöneticiler gereksinim duydukları bilgileri zamanında ve istedikleri biçimde
elde edebileceklerdir.
2. Merkezi bilgi bankası, hızlı hesaplama yeteneği
ve bu isi
yapabilecek hazır programlar sayesinde örgüt yöneticilerinin bilgi talepleri
daha çabuk karşılanabilecektir.
3. Yöneticinin geleceğe ait öngörülerinin ve yönetsel
planların dayandığı kararlarının tutarlılığı ve doğruluk derecesinde artış olacaktır.
4. İşletmenin bölümleri arasındaki bilgi alış verişi,
işbirliği
ve koordinasyonun artmasına bağlı olarak, daha düzenli yönetim anlayışı yerleşecektir.
5. Bilgisayar iletişim teknoloji kullanan örgütler, diğer
örgütlere oranla piyasa etkinlikleri yönünden daha avantajlı olacaklardır.
6. İşletmenin personel gereksinimini daha hızlı takip ederek
gerekli bölümün dikkatini çekmek, personel giderlerinde azalmaya neden
olacaktır.
7. Rakiplerin yakından takip edilmesi ve uyguladıkları
stratejilere daha hızlı tepki verilmesi örgütlerin rekabet gücünde de olumlu
etkisi olacaktır.
8. Çok hızlı bilgi iletilmesi nedeniyle zamandan tasarruf sağlanacak,
böylece yöneticilere diğer yönetim faaliyetleriyle daha fazla uğraşma
olanağı
doğacaktır.
ADA, N. (2007). Örgütsel İletişim ve Yeni Bilgi
Teknolojileri; Örgütsel İletişim Ağları. Ege Akademik Bakış ,
543-551.
AKGÜN, M. K. (2006). Bilgi Yönetimi. Ankara:
Türkiye Bilişim Derneği.
CAN, D. (2006). Bilişim Sistemlerinin Örgüt Yapısına
Etkisi. İSTANBUL: Marmara Üniversitesi SBE.
ÇİZEL, B. (2005). İşletme Stratejileri ile Enformasyon
Sistem Stratejilerinin Uyumu. ANTALYA: Akdenzi Üniversitesi
SBE.
DEMİR, H., &
OKAN, T. (2009). Teknoloji, Örgüt
Yapısı ve Performans Arasındaki İlişkiler Üzerine Bir Araştırma. Doğuş
Üniversitesi Dergisi , 57-72.
DİRLİK, S. (2008). Yönetim Bilişim Sistemlerinin Örgüt
Yapısına ve Karar Vermeye Etkisi. MUĞLA: MUĞLA ÜNİVERSİTESİ
SBE.
KARAHAN, A., &
YILMAZ, H. (2010). Öğrenen Örgüt ve
Bilgi Yönetimi İlişkisi. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ
, 147-174.
ŞİŞMAN, M. (1995). Örgüt Kavramının Kültürel Açıdan
Çözümlenmesi. Eğitim Yönetimi .
0 yorum: