Anketler ikna
edicilerin hedef kitle tutumlarını değerlendirmelerine izin verir. Yine de
hedef kitleler insan gruplarıdır ve onların kolektif tutumlarını anlamak zor
olabilir. Bu yüzden, ikna ediciler, nüfusu daha anlamlı birimlere bölme ve
hedef kitlenin tutumlarını daha iyi anlamak için hedef kitle bölümlemesini uygular.
Bu birimler demografik, psikografik, ve jeo-demografik bilgilere dayanmaktadır.
Sayım verilerini, anketleri, odak grupları ve çeşitli yöntemleri kullanarak,
ikna ediciler mesajları için bir kitleyi hedefleyebilir ve belirli kitlenin
ilgisini çekecek bir yönde mesajını yaratabilir. Yayınlanan mesajlarıyla milyonlara
ulaşan ikna ediciler kadar küçük gruplara konuşan ikna ediciler de kitle
bölümleme tekniklerini kullanırlar (Borchers,2002; O’Keefe,2002).
Demografik
Bölümleme
Demografi bir
kitleyi, yaş, cinsiyet, ırk, gelir düzeyi, eğitim ve meslek grup üyeliği, köken
ve din gibi tanımlanabilir karakterlere göre gruplara böler (Borchers,2002;
O’Keefe,2002).
Yaş, ikna
edicilerin mesajlarını oluştururken düşünmeleri gereken demografik faktörlerden
biridir. Gençlik bugün ikna ediciler için başat bir kitledir. Amerika Birleşik
Devletleri’nde 6 ila 24 yaş arasında 70 milyon kişi bulunmaktadır. Bugün
gençlik interneti ve uzaktan kumandayı kullanan aktif tüketicilerdir. 1997’nin Roper Gençlik
Raporu’na göre, bugünün gençliğinin büyük bir çoğunluğu kendi televizyonuna ve
kendi telefonuna sahiptir. 12 – 17 yaş aralığı için, televizyon izlemek popüler
bir eğlence aktivitesidir.
Bugün, genç
insanlar geçmiş nesillerdekilerle benzer güvenlik ve korunma sorunlarına
sahipken, bugünün gençliği özellikle onlar için üretilmiş olan ürünlerin çok
daha fazlasına sahiptir. Genç insanlara yönelik pazarlama çok etkili olacağını
kanıtlamıştır. Ebeveynler çocuklarına artık daha fazla para harcıyorlar ve bu
da bu nesli hedefleyen pazarlamayı harekete geçiriyor. Roper Gençlik Raporu 8 –
17 yaşlar arası çocukların üçte birinin önceki ay reklamlarda gördüğü mısır
gevreği, giysi, müzik ya da spor ayakkabısını aldıklarını (ya da ailelerinden
almalarını istediklerini) ortaya koymuştur. Erkek ve kadınların karşı cinsin
üyeleri tarafından geleneksel olarak alınan ürünleri gittikçe daha fazla satın
aldıkları söylenmektedir.
Artık kadınlar tüm yeni araba alma kararlarının
yarısından fazlasını yapıyorlar ve evde yemek yapmaya yardım eden erkeklerin
sayısı Amerika Birleşik Devletleri’nde 1975’te %35 iken 1990’da %50’ye
çıkmıştır. Ancak reklamcıların diğer cinse bu ayrımın ürünlerini nasıl pazarlayacaklarını
çözemediklerini söylenmektedir. Bir spor-hizmet aracı için yapılan son dönem reklamlarından
biri çekici bir botu gösterdi. Kadınların spor hizmet araçları alma oranı
gittikçe artsa da ne kadınlar ne de erkekler botun çekme kapasitesiyle
ilgilenmediler. Örneğin yemek yapan erkekleri iyi yemek pişirmelerine yardım edecek yemek yapma
ürünleri almaya razı edilebilirler. Az yağlı erkek ve kadınları gösteren, son
zamanlarda çıkan, bir reklam tüketicilerin her iki grubunu da çektiği görülmektedir.
Günümüzde sadece erkek ve kadınlar için değil, cinsel yönelimi farklı kitleler
için de pazarlama çabaları söz konusudur. İnternetin pek çok sebepten dolayı bu
pazara ulaşmak için ideal bir araç olduğunu söylenmektedir. Birincisi
televizyon çok geniş bir kanaldır ve bu yüzden de bu kitlere ulaşmak için çok
pahalıdır. Bunun yanında, televizyon, eşcinselleri hedefleyen reklamları içeren
mevcut reklamcılık tiplerinden kaçınmak için kültürel baskı yaratır.
Basım-yayın seçenekleri de aynı biçimde sınırlıdır. Oysa internet bu konuda
daha sınırsızdır, ayrıca sözkonusu hedef kitle de genel nüfustan çok daha fazla
onlinedır: %65’i günde bir defadan fazla online olurlar ve %71’i internet
üzerinden ürün ya da hizmet satın alırlar.
Amerika Birleşik
Devletleri “erime potası” olarak etiketlense de, şimdi ulus çeşitli insanların
ulusu olmaktadır. Yalnızca bu ülkedeki boyutları artan azınlık sınıfları değil
aynı zamanda karışık kökenden gelen aileler ve onların çocukların sayısı da
artmaktadır. 1990’da 18 yaşının altındaki neredeyse 2 milyon çocuk farklı
ırklardan ebeveynlere sahiplerdi. Bugün gençler farklı arka plana sahip, etnik
yiyecekler yiyen ve tüm ırklardan kahramanları olan diğer etnik grupların
çocuklarıyla oynamaktadır. Oyuncak endüstrisi pek çok ırkın bebeğini ve macera
karakterlerini üreterek bu değişen demografide sermayeleşmektedir.
Hedef kitlenin
eğitim durumu da ikna edici mesajda kullanılacak yapı ve dil kadar tercih
edilecek medya ve kanala değin önemli etkiye sahiptir. Yaş, cinsiyet, gelir
ve ırk unsurları demografik anlamda alıcı kitlesini belirlemekte
birçok ülkede birincil öneme sahiptir.
Psikografik
Bölümleme
Mesajların
alıcılarının demografik özelliklerini bilmek ikna edici için yeterli değildir
çünkü demografi bir kitlenin tutumlarını her zaman göstermeyebilir.
Psikografiği kullanarak, ikna ediciler belirli bir ürünün ve aktivitenin hedef
kitlenin yaşam tarzıyla ya da kendi görüntüsüyle nasıl uyumlu olacağını
anlayabilirler.
Psikografik bir hedef kitle
hakkındaki demografiyi, onların tutumları, fikirleri, yaşam biçimleri ve ilgilerini birleştirir. Nüfusun örneklerine
psikografik araştırmalarını yönelterek, pazarlama şirketleri ve reklamcılar,
nüfusu, kendileri ve dünya hakkında benzer inançlara sahip olan gruplara
bölerler. Medya yapımcıları hangi grubun onların kitleleri olduğunu belirleyebilir
ve bu bilgiyi kitlerle ulaşmak isteyen reklamcıya satabilir. Örneğin belirli
bir dergi belirli bir psikografik grup profiline uyan abonelere sahip olabilir.
Bu gruba ulaşmak isteyen şirketler bu derginin onların reklamı için etkili bir
araç olduğunun farkında olurlar (Borchers,2002; O’Keefe,2002).
Psikografik
araştırmalar ilk kez 30 yıl önce geliştirilmiştir. Bir kitlenin psikografik
profilini ölçmek için kullanılan ilk çalışmalardan biri William Well’in
Tutumlar, İlgiler ve Fikirler (AIO) araştırmalarıdır.
Bugün iki temel
psikografik araştırma aracı bulunmaktadır: Yankelovich MONITOR ve SRU
International VALS 2. MONITOR yirmibeş yıldır kullanılmaktadır ve
tüketicilerin geniş bir grubuna yöneltilen anketlere dayanmaktadır. Önceki bir
aracın bir yenilemesi olan VALS 2 1989 yılında Menlo Park, California’da
bulunan kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan SRI International tarafından geliştirilmiştir.
VALS 2, yanıt verenlerin
ürün, hizmet ya da medyayı kullanıp kullanmadığını belirlemeye çalışan kapsamlı
bir ankettir. VALS 2 Amerikan nüfusunu iki değişken tarafından, (öz yönelim ve
kaynaklar) belirlenmiş olarak sekiz gruba böler:
Öz-yönelim insanların neden
belirli ürünleri ya da hizmetleri aldığını belirler. Bu ürünler ya da hizmetler
tüketicinin kendi görüntüsü ile ilgilidir. Üç öz yönelim prensip, durum ve
eylemdir. Prensipli tüketiciler kriteri idealize eden bir
kuramla ilişkili olan ürünleri seçerler dolayısıyla, Prensipli
tüketiciler diğerlerinin onayına bakmazlar. Diğer yandan durum-yönelimli
tüketiciler akranlarına karşı olan başarılarını gösterecek olan
ürünleri tercih ederler. Eylem-yönelimli tüketiciler çeşitlilik,
sosyal ve fiziksel aktivite ve risk almaya bakarlar. Tüketicileri yönlendiren
diğer değişken kaynaklardır. VALS 2’nin ikinci değişkeni olan Kaynaklar,
insanların elde etmesi gereken ürün ve hizmetler olan psikolojik, fiziksel,
demografik ve malzeme aracını ifade eder.
Eğitim, gelir,
kendine güven, zekâ ve enerji seviyesinin tamamı birinin kaynaklarını belirler.
Kaynaklar en düşükten en bola kadar bir sıra içerisine düşer (Borchers,2002).
VALS 2 profilinin sekiz
grubu, Gerçekleştiriciler, tamamlanmışlar, başaranlar, tecrübe edenler,
inananlar,
çabalayanlar, yapanlar ve mücadelecilerdir.
Gerçekleştiriciler
zevklerini
ve kişisel yeteneklerini göstermekten hoşlanan başarılı ve bilgili kişilerdir.
Geniş bir ilgi alanına sahiplerdir ve konularla ilgilenirler. Gerçekleştiriciler
genellikle sanat kurumlarına üyelikleri olan, kendi espresso/capuccino
makineleri bulunan ve golf vb. oynayan kişilerdir.
Tamamlanmışlar düzen ve sorumluluğa
önem veren tatmin olmuş, olgun tüketicilerdir. İyi eğitilmişlerdir ve dünyadaki
olaylar hakkında bilgilidirler. Tamamlanmışlar kendi fikirlerine
ve prensiplerine dayanır ancak değişime açıklardır. Genellikle bir piyano vb.
satın alırlar, ağaç işleriyle uğraşırlar ve bir dini inanca dahil olurlar.
Başaranlar yaşamlarının
kontrolünü hisseden kariyer eğilimli insanlardır. Onlar sürekliliğe ve öz keşfe
önem verirler. Başaranlar politik olarak muhafazakârlardır ve
otoriteye saygı duyarlar. Görüntü onlar için önemlidir. Genellikle dış
aydınlatma ekipmanları alırlar, bir video kameraları mutlaka olur.
Tecrübe edenler genç, düşünmeden
hareket edenlerdir ve isyankârdırlar. Etkileyicilik ararlar ve politik olarak çekimserdirler.
Tecrübe edenler spor, sosyal aktiviteler ve dış dinlenceye önem
verirler. Genellikle rock konserlerine giderler, ağırlık eğitim ekipmanlarına
sahiplerdir ve arabalarında bir radar detektörü bulunur.
İnananlar ailelerine,
dine, topluluklara ve ülkeye bağlı muhafazakâr insanlardır. Kaynakları
sınırlıdır ancak ihtiyaçlarını karşılamada yeterlidir. İnananlar genellikle bir
orga sahip olurlar, tek kullanımlık kaplar kullanırlar.
Çabalayanlar onların
etrafındaki dünyadan onay beklerler. Kaynakları zayıftır ve hayatın onlara
karşı haksız olduğunu hissederler. Çabalayanlar tipik olarak
kitlesel sporlarla (futbol vb.) yoğun ilgilidirler, bununla ilgili gazeteleri
ve cinselliği ön planda tutan dergileri okurlar.
Yapanlar geleneğe değer
veren pratik insanlardır. Otoriteye saygı duyarlar ve politik olarak
tutuculardır. Genellikle avlanırlar, motosikletleri vardır ve kömürlü mangal
kullanırlar.
Mücadeleciler kaynaklarıyla sınırlanmışlardır
ve temel ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmışlardır. İhtiyatlı, favori
markalara bağlı tüketicilerdir. Dondurularak kurutulmuş kahve, tuz ikame
maddeleri ve odacıklı tuvalet temizlik malzemeleri kullanırlar.
VALS 2 gibi profiller
hedef kitlelerini tanımlamak ve bu kitlelere mesajlarını nasıl daha etkili bir
biçimde iletebileceklerini bilmek isteyen ikna ediciler için kullanışlıdır (Borchers,2002).
SRI
International şu sıralar iVALS, “online hizmetteki tutumlar, tercihler
ve davranışlar ve internet kullanıcılara odaklanmış bir proje” geliştirmektedir.
Yeni araç iki sıralı bir toplum keşfetmiştir ancak “bilgiye dayalı olan, gelire
değil”. İnternet kullanıcıları tipik olarak onları “bilgi yolu”nda tutan daha
fazla eğitime sahiplerdir. İnternet kullanıcılarının yarısından fazlası gerçekleştiriciler
kategorisiyle uyumlulardır, yani onlar “stereotipik gelir düzeyi yüksek
olan, teknik olarak çeşitli kurumsal yardımlardaki siber caddelerde yol alan
akademik ve profesyonellerdir”. İnternet kitlesinin diğer yarısı dört VALS 2
tipinden birine aittir: çabalayanlar, tecrübe edenler, tamamlanmışlar
ve gerçekleştiriciler. Bu kitlelere ulaşmayı hedefleyen
ikna ediciler internetin potansiyel müşterilerin geniş bir kitlesini sağlayacağını
bilir (Borchers,2002).
VALS 2 ve diğer
psikografik profiller kitleleri anlayabilmek için tüketici araştırmalarından
gelen sayılabilir verileri kullanırlar.
İkna ediciler de cevap veren bir kişinin ürün ya da bir fikir hakkında olan söylemini
hedef kitlelerini anlamak için inceleyen nitelikli malzemeleri gittikçe daha
fazla kullanıyorlar. Geçmişte geçerlilik ve uygulanabilirlik sorunlarından
mustarip olan, niteliksel araştırma bugün bilgisayar ve teknolojiyi daha yoğun
kullanır. Sayısaldan niteliksel analize geçişin nedenlerinden biri de tüketicilerin
değişmesidir. R.P. Heath: İş ya da işsizlik, ya da sağlık ve fitness gibi eski
psikografik boyutların bugünün gerçekliğine uymadığını belirtir. İnsanların
medya ile olan bağlantıları ve bilgi edinmeye yönelik yanıtlar ve bu konudaki
yetenekleri, bu dönemin şartlarında en önemli ön gördürücüdür” der. Bunun
yanında, pazarlama ve reklam şirketlerinin araştırma departmanları müşterilerinden
gelen daha kısıtlı bütçeler altında olan işletmeyi dengelemeye
çalışmaktadırlar. Sonuç olarak, VALS 2 gibi sayısal ölçütler bir lüks
olmaya başlıyor çünkü onlar pahalı ve zaman tüketen eylemlerdir. Odak grupları,
kişileştirme, içerik haritalama ve kolajlar gibi niteliksel araçların ikna edicilere
hedef kitlelerinin psikolojisini anlamada nasıl yardımlar sağladığını
inceleyebiliriz (Borchers,2002).
Odak Grupları: Hedef kitle
üyelerinin ürün, görüntü ya da fikir ile olan duygusal bağlantısını soruşturmak
için bazı zamanlar kullanılır. Sayısal yoklama geniş insan sayılarını çalışmak
için nesnel anketler kullanırken, odak grupları bir avuç insana derin sorular
yöneltir. Bir odak grubuna, katılımcılara pek çok açık uçlu soru soran
eğitilmiş bir yönetici tarafından liderlik edilebilir. Elde edilen bilgi, anket
vasıtasıyla elde edilen kadar geniş olmasa da, odak grupları nitelik
araştırması için temel olarak kullanılan zengin veriler sağlar.
Kişileştirme: Müşterilere
“eğer bir odada yürüseydi bir şirket nasıl görünürdü?” sorusunu bir resim vasıtasıyla
sorma uygulamasıdır. Yanıtlayan kişinin cevabı onun şirkete dair olan tutumunu
gösterir. Sprint Business Services için yapılan bir kampanyada, bir pazarlama
ajansı cevaplayıcılara, uluslararası şirketler birer hayvan olsalardı ne
olurlardı diye sormuş , tüketiciler de; AT&T’yi bir aslan, MCI’yi bir yılan
ve Sprint’i ise bir puma olarak resmetmişlerdir. Büyük ihtimalle, hedef kitle
AT&T ve MCI’yi kar ile ilgilenen tehlikeli hayvanlar olarak
hissetmişlerdir. Diğer yanda Sprint bir sürüye doğru koşan gösterişli ve hızlı
bir hayvan olarak resmedilmiştir. Bu yüzden Sprint slogan olarak “daha fazla iş
için size yardım edebilir”i kullanır.
İçerik
haritalama: İçerik
haritalamada tüketiciden popülerlik ve kalite gibi ayrımlarda ürünü değerlendirmeleri
istenir. Tüketicinin cevapları eş merkezli daireler, bölmeler olarak ya da bir
hiyerarşi içerisinde grafiksel olarak sunulur. Bir görsel harita belirli
ürünlerin ve markaların nasıl birbirleriyle ilişkili olduklarına karşı
tüketicinin düşüncesini resmedecek şekilde biçimlendirilmiştir. Tekniğin çok sayıda
bilgiyi sağladığını ve çok sayıda markayı, kullanıcı olmayanların görüşlerini
kullanıcı olanlara karşı sınıflandırdığını, paketleme konularında geri dönüşümü
sağladığı ve iddia ve tartışmaları cesaretlendirdiğini söylenmektedir. Artan
bir şekilde, araştırmacılar bu gibi ruhsal haritalamanın sonuçlarını organize
ederken bilgisayarları kullanıyorlar. Bir son dönem çalışmasında,
tüketicilerden, içerikler, ürünler, kokular ve tatlarla ilgili sorulara cevap
vermeleri istenmiştir. Bu cevapları kaydetmek için bir bilgisayar kullanarak,
Vlassic turşu şirketi çeşitli tatlarda turşular geliştirmiştir.
Kolaj: Pazarlamacılar
tüketicilerden kolajlar oluşturmasını da isteyebilirler ve ardından odak gruplarında
yarattıklarını tartışırlar. Son dönem çalışmalarından birinde bir kadın, migren
ağrısı çektiğinde ne hissettiğini göstermek için kırılmış cam bardağın üzerine
kolaj yapmıştır. Bazı pazarlamacılar, tüketicilerin içerik hakkındaki
duygularını gösteren bir nesnenin resmini çekmek için tek kullanımlık fotoğraf
makineleri vermiştir. R.P.Heath, bir çalışmada ise odak grup üyelerinin
fotoğraflarını “konfor” kolajı yapmak için kullandıklarını belirtmiştir.
Katılımcılardan çoğu gösterişsiz ve beyaz renkteki nesnelerin fotoğrafını
çekmişlerdir. Ardından müşteri bu renkleri dükkânlarında ve ürün afişlerinde
kullanmıştır. Tartışılan psikografik araştırmalar tüketicinin aklının iç yüzünü
bize sağlar.
Jeodemografik
Bölümleme
Jeodemografi, belirli
demografik grubun nerede olduğunu göstererek psikografiği bir adım öteye taşır.
İkna ediciler kasaba ve şehirleri tek blokluk birimlere bölebilir ve
iletişimini daha dar bir alana indirebilir. Reklamcılık endüstrisi ilan
panolarının (billboardların) satışında jeodemografik bilgiyi kullanmaya başlamıştır.
İlan panoları gençliğe ve araç kullanmakla daha fazla ve televizyon izleyerek
daha az vakit harcayan aktif yetişkin kesime ulaşmak için etkili bir yoldur.
Illinois’teki bir araştırma firması ilan panolarıyla geçen sürücüler olarak
ehliyet levhalarının resmini çekmiştir. Her levha, panonun reklamcısına kimin
belirli panolardaki reklamlara maruz kaldığı hakkında çok sayıda bilgi
verilerek, sahibinin adresine gönderilmiştir (Borchers,2002).
Altoids, sloganı
“ilginç şekilde güçlü nane şekeri” olan, genç tüketiciler arasında oldukça
popüler bir üründür. Araştırma en fazla potansiyel olan tüketicilerin radyodaki
ya da televizyondaki geleneksel reklamlara maruz kalmadığını göstermiştir.
Jeofemografiyi kullanarak, Altoids’in reklam ajansı potansiyel tüketicinin
nerede yaşadığını belirlemişlerdir. Ardından ajansı geleneksel olmayan yerlere,
örneğin telefon gişelerine, otobüs duraklarına ve şehir otobüslerine- yani
potansiyel olarak tüketicilerin her gün ziyaret ettiği yerlere- reklamlar
yerleştirmişlerdir. Test edilen 12 pazarda, satışlar %50 artmıştır.
New York
şehrinin toplu taşıma sistemi ulaşım kartlarının
arkası reklam yeri olarak firmalara satılmaktadır. Çoğu metro kullanıcısı 4
hafta ya da daha fazla süre bu kartı taşımaktadırlar, bu da onların bir aylık
bir zaman dilimi boyunca günde en az iki kez bu reklamlara maruz kaldıkları
anlamına gelmektedir. Ulaşım kartları Metropolitan Ulaşım Otoritesi’nin, metro
platformlarında, duraklarda ve başka yerlerde reklam satılmasını içeren tüm
reklamcılık planının yalnızca bir parçasıdır. Gelecek planlar kullanıcılara işyerlerindeki
indirimler için kartlarını göstermelerine izin verebilir.
www.anadolu.edu.tr
0 yorum: