14 Ekim 2016 Cuma

HALKLA İLİŞKİLERİN TARİHSEL GELİŞİMİ

by karamanni  |  in halkla at  16:29:00


1. HALKLA İLİŞKİLERİN TANIMI
 

Halkla ilişkiler kavramının belirli bir tanımla sınırlandırmak zordur. Her
akademisyenin olduğu kadar yöneticilerin, işverenin halkla ilişkiler kavramına yönelik bakış açıları farklı farklıdır. Kimi uygulamacılar halkla ilişkiler diye bir konunun bulunmadığını, kapsama alınan her konunun başka alanlara girdiğini ileri sürerler.

Halkla ilişkiler konusunda pek çok tanım yapılabilir. Birkaç örnek vermek gerekirse;
-“Halkla ilişkiler, belirtilmiş hedef kitleleri etkilemek için hazırlanmış, planlı, inandırıcı iletişim çabasıdır”.

-“Halkla ilişkiler, bir kuruluşu bağıntılı olduğu kişilere sevdirme ve saydırma sanatıdır”.

-“Halkla ilişkiler, halkın neyi sevdiğini öğrenip onu daha çok yapmak, neden hoşlanmadığını bilip onu yapmamaktır”.

Halkla ilişkiler ile ilgili birkaç tanım ve genel bilgi verdikten sonra, halkla ilişkiler konusunda çeşitli kuruluş ve yazarlar tarafından yapılan tanımlamalar aşağıda ayrıntılı olarak incelenmiştir.

- Halkla İlişkiler Enstitüsü, halkla ilişkiler uygulamasını, “bir organizasyon ile kamuoyu arasında karşılıklı anlayışın kurulması amacını taşıyan, önceden düşünülüp tasarlanmış, planlı ve sürekli çabalar” olarak tanımlamaktadır.

- Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği’nin (IPRA) 1954 tarihli kongresinde kabul edilen tanım ise şöyledir: “halkla ilişkiler, özel veya kamu birimlerinde etkinlik gösteren bir kuruluş veya kurumun ilişkide bulundukları kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek üzere, sürekli olarak yapmış oldukları bir yönetme görevidir”.

- Daha genel bir tanımlamaya göre halkla ilişkiler, “özel ya da tüzel kişilerin belirtilmiş kitlelerle dürüst ve sağlam bağlar kurup geliştirerek onları olumlu inanç ve eylemlere yöneltmesi, tepkileri değerlendirerek tutumuna yön vermesi, böylece karşılıklı fayda temin eden ilişkiler sürdürme yolundaki planlı çabaları kapsayan bir yöneticilik sanatıdır 

1.1. HALKLA İLİŞKİLERİN TARİHSEL GELİŞİMİ

1.2. DÜNYA’DA HALKLA İLİŞKİLERİN GELİŞİMİ  

Son yıllarda büyük önem kazanan ve büyük gelişme gösteren halkla ilişkilerin, başlangıcı çok eski tarihlere kadar gider. İnsanlık tarihi başladığından beri insanlar birbirleriyle sürekli olarak iletişim içinde olmuşlardır. Daha sonraları devletler kuruldukça krallar yönetimlerindeki halka kendilerini sevdirmek ve hizmetlerini en iyi şekilde sunabilmek için sürekli olarak halkın içine karışmışlardır. Sümerlerin destanlara konu olmuş ünlü kahramanı ve kralı Gılgameş’ın, kral olduktan sonra kıyafetlerini değiştirmeyip halktan biri gibi davranması ve halkın içine girerek sorunlarıyla ilgilenmesi bir halkla ilişkiler çalışmasıdır. Hatta kendilerine savaşmak niyetiyle gelen Kiş Prensi’nin karşısına çıkarak:”selam sana, soylu Kiş prensi Akka! Seni bizzat selamlamakta biraz geç kaldığım için beni affetmeni dilerim”, deyip kibar bir şekilde başını öne eğer. Akka hiç beklemediği bu kibar selamlama karşısında büyük bir şaşkınlığa düşer”. Bu örnekten de anlaşılacağı gibi davranışlarla, olumsuz ve kötü bir gelişmeyi olumlu hale getirmek iletişim becerisine ve anlayışına bağlıdır. Yine Osmanlı padişahlarının zaman zaman kıyafet değiştirerek halkın arasına karışıp esnafın sorunlarını dinlediklerini, halkın, padişah ve saray hakkındaki düşüncelerini öğrenmeye çalıştıklarını tarih kitaplarında görmekteyiz.

İlk çağlarda önemli filozof ve konuşmacıların, çeşitli konularda halkı bilgilendirmek, desteğini almak, kendi taraflarına çekebilmek amacıyla yaptıkları forum”lar o devirler için birer halkla ilişkiler çalışmaları olarak değerlendirilmektedir. Okur yazarlık durumunun olmadığı ya da düşük düzeyde olduğu devirlerde konuşmacı tarafından belirli bir süre içinde geniş topluluğa değişik fikirlerin iletilmesini sağlayan forum, konferans ve söylev biçiminde karşılıklı, yani yüz yüze iletişim kurulmaktaydı.

Günümüzdeki anlamıyla halkla ilişkilerin ortaya çıktığı yer Amerika Birleşik Devletleri’dir. 1807 yılında ABD Başkanı Thomas Jefferson 10. Kongreye gönderdiği mesajda ilk defa halkla ilişkiler deyimine yer vermiştir. 1897 yılında Amerikan Demiryolları ile ilgili olarak çıkarılan “Demiryolu Yıllığı”nda halkla ilişkiler deyimine yer verilmiştir.

Halkla ilişkilerin gerçek öncüsü 1900’lü yılların başında gazeteci Lvy Lee olmuştur. 1916 yılında ilk halkla ilişkiler bürosunu kurmuştur. Lvy basın ile iş çevresini birbirine yakınlaştırmaya çalışmış, hazırlanan bültenler ile iş çevreleri ilk kez kamuoyuna seslenme fırsatı bulmuşlardır. Kamuoyu ücret politikası, arz-talep ve tekeller konusunda aydınlatılmaya başlanmıştır.

Birinci Dünya Savaşından sonra halkla ilişkilerde hızlı bir gelişme başlamıştır. Başta kamu kuruluşları olmak üzere, büyük firmalar, kiliseler, sendikalar ve diğer kuruluşların kendi bünyelerinde halkla ilişkiler bölümü oluşturmaya yöneldikleri görülmektedir.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra önemi daha iyi anlaşılan halkla ilişkiler ABD’den sonra Kanada, Fransa, İngiltere, Hollanda, Norveç, İtalya, Belçika, İsveç, Finlandiya ve diğer Batı Avrupa ülkelerine 1950’li yıllarda yayılmaya başlamıştır.

1.2.3. TÜRKİYE’DE HALKLA İLİŞKİLERİN GELİŞİMİ

Türk tarihinde halkla ilişkiler çalışmaları çok eskilere dayanmaktadır. Göktürkler’in Orhun Anıtları ilk örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine Selçuklular döneminde Nizam-ül Mülk’ün “Siyasetname” adlı eserinde halkın istek ve düşüncelerinden yönetimi bilgilendirme gerekliliği vurgulanmaktadır. Osmanlılar döneminde de padişahların haftanın belirli bir gününü halka ayırıp halkın istek ve beklentilerini öğrenmeleri sorunlarına çözüm sunmaya çalışmaları halkın arasında
tebdili kıyafet ile dolaşarak ülkedeki olumsuzlukları ve sorunları halkın ağzından araştırmaya çalışmaları birer halkla ilişkiler çalışmalarıdır. Ayrıca bu görüşmelerde yüzyüze iletişim kurulmuştur.

Cumhuriyet tarihinde Atatürk’ün halkı gelişmelerden haberdar etmek, halka mesaj iletmek amacıyla 1920 yılında Anadolu Ajansı’nı kurduğunu görmekteyiz. Yine aynı yılda Atatürk’ün önderliğinde bugünkü Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Türkiye’de planlı halkla ilişkiler çalışmaları 1960 yılından sonra kamu kuruluşlarında başlamıştır. Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Genel Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı gibi kuruluşlar ülkemizde ilk kurulan halkla ilişkiler birimleridir. 1961 yılında Devlet Planlama Teşkilatı içinde Yayın ve Temsil şubesi yer almıştır. Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulduğu ilk yıllarda, bazı kişilerin planlamaya karşı oluşturulmak istenen halkoyu, planın ve planlamanın başarılı bir biçimde halka tanıtılması sonucu plan olumlu hale gelmiştir.

1962 yılında gerçekleştirilen Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırması Projesi (MEHTAP)’nde halkla ilişkilere yer verilerek; “devlet kuruluşlarının her kademesindeki kararların alınmasında halkın görüşlerine başvurulması gerektiği” kabul edilmiştir.

1964 yılında yürürlüğe giren Nüfus Planlaması Yasasının halka tanıtılması ve planlı çocuk sayısı fikrinin ailelere benimsetilmesi amacıyla Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü kuruluş şemasında yer alan Tanıtma ve Halk Eğitim Şubesinin çalışmaya başlaması bunu izlemiş ve bu kuruluş, kısa bir sürede ailelerin dörtte birinin aile planlaması fikrini kabul etmelerini, ülkedeki tüm doktorların bu konuda eğitilmelerini, siyasetçilerin ilgili yasalar çıkararak bu konuya yardım etmeleri sağlanmıştır.

Özel kesimde halkla ilişkiler çalışmaları 1970 yılından itibaren kendini göstermeye başlamıştır. Başta bankalar olmak üzere büyük ölçekli işletmeler bünyelerindeki halkla ilişkiler birimleri aracılığıyla hedef kitlelerine ulaşmaya çalışmışlardır. Ülkemizde 1971yılında İstanbul’da ilk kez Halkla İlişkiler Derneği kurulmuş ve 1985 yılında ikinci dernek İzmir’de açılmıştır.

Ülkemizde halkla ilişkiler yeni bir uzmanlık dalı olarak son yıllarda özellikle de 1990’lı yıllardan sonra hızla gelişmeye başlamıştır ve her geçen gün içinde de gelişimini arttırmaktadır. Halkla ilişkiler çalışmaları öncelikli olarak kamusal alanda başlasa da zamanla özel sektörde gelişme imkanı bulmuş, kamusal alanda etkinliğini fazla gösterememiştir. Ancak 2000’li yılların başından itibaren kamusal alanda da halkla ilişkiler çalışmaları açısından büyük gelişmelerin boy gösterdiği izlemektedir.

Kamusal alanda da özel sektör alanlarında da halkla ilişkiler birimlerinin reklam ve tanıtım birimlerinin içinde yer aldığı görülmektedir. Hatta işletmelerin ve kurumların çoğunda “Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu” olarak adlandırılmaktadır. Sadece büyük işletmeler ve holdinglerde halkla ilişkiler birimlerinin bağımsız ve ayrı birimler olarak faaliyet gösterdiği görülmektedir.

   Türkiye’de 1920 yılında Anadolu Ajansı kurulmuş, reformların halkla tanıtımı doğrudan Atatürk tarafından yapılmıştır. 1919’da İrade-i Milliye normal gazetesi yayınlandı ve 1920 yılında yine şimdiki Basın- Yayın Ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Atatürk’ün Teşkilatı içinde “ Yayın ve Temsil Şubesi ” kuruldu, daha sonra Dışişleri Enformasyon Dairesi, çeşitli bakanlıklarda Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlıkları oluşturulması başlandı. Özel kesimde ise nacak 1970’li yıllardan sonra halkla ilişkiler çalışmalarının başladığı izlenmiştir. 1970’lerde Koç, Eczacıbaşı, Yaşar Holding gibi büyük holdinglerde halkla ilişkiler üniteleri kurulmuştur. 1966 yılında Türkiye’de üniversite düzeyinde halkla ilişkiler eğitimi başladı. Bugün üniversitelerde bu eğitim verilmektedir. Bu tabloya bakıldığında halkla ilişkiler gelişiminin ne kadar hızlı olduğu görülecektir. Ancak bu kadar hızlı gelişme beraberinde birçok dezavantaj getirmiştir. Öncelikle halkla ilişkiler eğitimi gören pek çok kişi eğitim gördüğü alanda çalışamamaktadır. İlk kez 1971 yılında İstanbul’da Halkla İlişkiler Derneği kurulmuş, ikinci dernek ise 1985 yılında İzmir’de açılmıştır. Ülkemizde halkla ilişkilerin yeni bir uzmanlık dalı olarak hızla geliştiği dikkatleri çekmektedir. Bu dala ilgi her geçen gün artmaktadır. Ne var ki işletmelerimizin bir çoğunda halkla ilişkiler birimi, reklam ve tanıtım ünitesi içerisinde yürütülmektedir.

ÖZET

20. Yüzyıl
Halkla ilişkilerin gerçek anlamda ortaya çıkışı ve gelişimi toplumsal şartlara, politik ve ekonomik yapılara paralel olarak 20. Yüzyılda ve ABD'de ortaya çıkmıştır.
Çağdas Halkla iliskilerin Ortaya Çıkıs Nedenleri
1929 Büyük Bunalım


Türkiye'de Halkla İlişkilerin Ortaya Çıkması
1. Dünya Savaşı sonrası, Atatürk'ün 4 Eylül 1919'da Sivas Kongresi'nde alınan kararların halka duyurulması için "İrade-i Milliye" gazetesini yayınlatması,
Ankara'ya gelişinden kısa süre sonra Hakimiyet-i Milliye gazetesinin yayına girmesi,
1920 yılında Anadolu Ajansı'nı kurması Cumhuriyet dönemine en yakın halkla ilişkiler faaliyetleridir.

Uluslararası Halkla iliskiler Örgütlerinin Ortaya Çıkısı
Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği (IPRA)
İlk uygulamalar
Halkla ilişkiler uygulaması bugünkü formasyonunu alana kadar bir disiplin niteliğinde olmasa da bugüne kadar çeşitli formlarda yaşanmıştır.
Göçebeliğin bittiği, insanoğlunun tarımsal ve yerleşik hayatla tanıştığı ve bir arada yaşamaya başladığı yıllardan bugünkü toplumsal yaşam arasında;
üreten - tüketen ve yöneten - yönetilen arasında hep bir ilişki olmuştur.
Bu ikili ilişkiler varolduğu sürece halkla ilişkiler varolmuştur. Yani halkla ilişkilerin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir.

Arkeologlar, Irak'ta M.Ö. 1800 yıllarına ait tablet tarım bültenleri bulmuşlardır.
Bu bültenlerde sulamanın nasıl yapılacağı, hasadın nasıl kaldırılacağı konularında çiftçilere bilgi vermektedir.

Eski sanat yapıtlarının çoğu kralları, dinsel önderleri ve diğer büyükleri tanıtma niteliği taşımaktadır.
20. Yüzyılın ilk çeyreğinde ön plana çıkan iki isim vardır; Ivy Lee ve Edward Bernays.
Daha sonraları mesleğin babası olarak anılacak olan Ivy Lee, Rockfeller şirketler topluluğunda 1916'da halkla ilişkiler uzmanı olarak görev yapmış, işçilerin iş bırakması ile ilgili ortaya çıkan sorunu çözmüştür.
"Burası bir gizli servis bürosu değildir. her işimiz açıktır. Size her konıda haber vermek amacındayız. Burası bir reklam ajansı da değildir. Her verdiğimiz bilgi doğru olacaktır. Şüpelendiğiniz bilgileri kullanmayın. Gönderdiğimiz her haberde istediğiniz ayrıntıyı vermekten ve doğruluğunu belgelemekten mutluluk duyacağız... Size sadece kamuoyunun ilgi duyacağı, haber değeri taşıyan bültenler göndereceğimize söz veririz."
Lee ayrıca "Declaration of Principles" adıyla şu ülkeleri kamuya duyurmuştur: "Kamuoyunu görmezlikten gelmek mümkün değildir. Kamu toplumdaki olaylardan mutlaka haberdar kılınmalı, bunun için de basınla ilişkiler sağlıklı bir biçimde yürütülmelidir. Bu tür ilişkiler nitelikli bir hizmetle desteklenmeli, böylece hizmetin gelişmesi de sağlanmalıdır."
Gazeteci Ivy Lee, böylece ilk kez, gizliliği ortadan kaldıran, reklam ile halkla ilişkiler arasında ayırımı yaparak ve halkın aydınlatılmasını ön plana alarak halkla ilişkiler tarihindeki yerini almıştır.
Aynı yıllarda "kamuoyunun kristalleştirilmesi" adlı kitabı ile Edward Bernays da halkla ilişkiler dünyasında adından söz ettirmeye başlamıştır.
Halkı anlamak için kişisel ilişki ilk koşuldur. Masa başında oturmakla kamu ve ilgilenilen kitle anlaşılamaz.

Müşterilerin hiçbir mantığa dayanmayan kendini beğenmişlikleri olayların gidişini sık sık etkiler. Protokol ve müşterilerin istekleri konusunda uynık olmak gerekir. Davranışlar ve biçimselliğe uyma, kişiler arası ilişkilerde önemli rol oynar.
Hangi kitle ile uğraşacaksanız, onu iyice incelemeli ve anlamaya çalışmalısınız.
Hedef kitleyi iyice inceledikten sonra, onu daha ayrıntılı sonuçlarıyla birlikte düşününüz.
Müşterilerinizle ustaca ilişki kurunuz. Duygularınızın kararlarınızı etkilemesine izin vermeyiniz.
İmkan bulduğunuz sürece kişisel ziyaretleri, telefon görüşmelerinin önüne alınız.
Halkla ilişkiler çabası, dolaysız olarak harekete geçirilmeden meydana gelmeli ve yaratılan etkiye göre değerlendirilmelidir.

İnsanlar çok fazla şey bekledikleri zaman, gerçekler karşısıda daha çabuk düş kırıklığına uğrarlar.
Sözcüklerin arkasındaki anlamları dikkatle düşünmek çok önemlidir.
Önceden yazılı izin almaksızın, hiç kimsenin yazı ve sözlerini kullanmayınız.
Büyük bunalım yıllarında halkla ilişkilerin yönetim ve işletmeler açısından kaçınılmaz olduğu anlaşılmış ve özel sektör kardan başka bir şey düşünmemiş olmasının cezasını çekmiştir.
Bu ekonomik kriz ile iş dünyasının yeni yasal düzenlemelere maruz kalması, yazılı basının yaygınlaşması ve bazı kuruluşların olumsuz uygulamalarından kamuoyunu haberdar etmesi, iş gören ve kamuoyu hareketleri kuruluşları kendileri ile ilgili kamuoyu bilgilendirmeye yöneltmiştir.
2. Dünya Savaşı ve sonrasında Avrupa'da sosyal ve ekonomik dengelerin bozulması, kitle iletişim araçları konusundaki teknik gelişmeler, hızlı nüfus artışı, ideolojik mücadeleler, hızlı kentleşme nedeniyle halkla ilişkilereduyulan ihtiyaç giderek artmıştır.
Özel ve kamu sektöründe, halkla ilişkilerin bilim, disiplin ve sanat olarak ortaya çıkmasında birbirini tamamlayan teknolojik gelişmelerin yanı sıra, toplumsal gelişmeler de etkili olmuştur.


7 ORTAK NOKTA
Örgütlerle toplum arasında karşılıklı güvene dayalı ilişkileri geliştirme zorunluluğu
yönetimlerdeki karmaşıklıkların neden olduğu olumsuz sonuçları giderme çabaları
Yönetsel etkinliği arttırma gereksinimi ve zorunluluğu
İdeolojik devlet faaliyetlerinin önem kazanması
Örgütlerin toplumsal sorumluluk duygularının güçlenmesi ve çevrelerine karşı daha uyarlı olmaları
iletişim teknolojisindeki büyük gelişmler
Devletle ilgili görevlerin giderek çeşitlenmesi
1 Mayıs 1955'de Londra'da kuruluş
Üye ülkelerin halkla ilişkiler uygulamalarının kalitesini yükseltmek ve hakla ilişkiler alanında bilgi alış verişi sağlamak amaçlanır.
Betul Mardin ve Ceyda Aydede başkanlık yapmıştır.
Dernek, 1965 yılında, temeli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine dayandırılan ve "Atina Yasası" olarak bilinen uluslararası halkla ilişkiler etik kurallarını yayımlamıştır.
Avrupa Halkla İlişkiler Konfederasyonu (CERP)
IPRA'dan hemen sonra 1955'de Brüksel'de kuruldu.
Derneğin temel amacı, tüm halkla ilişkiler örgütleri ve üyeleri arasında bilgi alış verişinde bulunmaktır.

Uluslararsı Halkla İlişkiler Kalite Enstitüsü ( IQPR)
Merkezi Londra'da olan ICCO'nun temel işlevi, sektörün danışmanlık alanında yüz yüze geldiği problemleri tartışmak, bu alanda etkili ve yüksek standartta danışmanlık hizmeti vermektir.
Hakla İlişkiler mesleğinde ortak kalite standartlarını belirlemek ve kalite sertifikasını almak isteyen halkla ilişkiler kuluşlarını yönlendirmek amacıyla 1995 yılında Paris'te kurulmuştur.
Uluslararsı Halkla İlişkiler Danışmanlık Şirketler Birliği (ICCO)
Türkiye'de ilk kez halkla ilişkiler çalışmaları kamu kurumları tarafından başlatılmıştır.
1960 yılından önce Genelkurmay, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık bünyesinde görev yapan halkla ilişkiler birimleri bulunmaktaydı.
Çağdaş anlamda halkla ilişkiler uygulamaları 1961 yılında Devlet Planlama Teşkilatı'nda kurulan "Yayın ve Temsil Şubesi"nin kurulmasıyla başlamıştır.
Şubenin temel misyonu; kalkınma planlarının yurt çapına yayılması, Türkiye'de planlama çalışmalarının ya da planlamanın bilincine varılmasıdır.
1962 Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırma Projesi (MEHTAP)
Osmanlı döneminde bazı elçilerin sefere davet edilmeleri ve övgü görmeleri,
halkın şikâyetlerinin doğrudan sadrazam ve diğer ileri gelenler tarafından dinlenmesi, ülkemiz topraklarında uygulanan halkla ilişkiler çalışmalarına örnek olarak gösterilebilir.
Ancak Osmanlı sistemi, vatandaş isteklerinin yönetime aktarılmasında süzme enstrümanları kullanmış, aracı yönetim mekanizmaları sisteme girmiştir.
İlk yıllarda padişaha kolayca ulaşabilen halk istekleri, daha sonraları önce yerel sonra merkezi sistemin kurduğu süzme mekanizmalarından geçme durumunda kalmıştır.
Bu durum, halkın sorunlarından haberdar olmama, dolayısıyla kararlardaki isabet oranının azalması gibi sonuçlara yol açmıştır.

1920 yılında şimdiki Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Atatürk’ün öncülüğünde kurulmuş,
1935’te I. Basın Kurultayı toplanmıştır.
Türk harf devrimi, halkla ilişkiler ve tanıtımda olduğu gibi, bir hazırlık aşamasına dayanır.
Kurulan Dil Encümenliği, hazırlanan raporlar, incelenen mevcut alfabe ve dil yapıları, Latin harflerinin Türkçeye uygunluğunun tespiti, halkta ve basında mevcut harflerin kullanımına yönelik görüşlerin tespiti ve önceki çalışmaların gözden geçirilmesi gibi detaylı, kapsamlı araştırmalar hazırlık aşamasının göstergeleridir.
Bu aşamayı, Atatürk’ün, 23 Ağustos 1928 - 21 Eylül 1928 tarihleri arasında çıktığı yurt gezileri izlemiştir
Türk Harf Devrimi sırasında yürütülen kampanya
Devlet fonksiyonlarının ve örgütlerinin yeniden teşkilatlanmasını hedefler.
“Devlet kuruluşlarının her kademesindeki çalışmalarda ve kararların alınmasında halkla yakın ilgi kurmak zorunludur” denilmektedir.
Başta bankalar olmak üzere, büyük işletmeler halkla ilişkiler birimleri aracılığı ile kitlelerle iletişim kurmaya çalıştılar ve Batılı örneklerden hiç de aşağı kalmayan uygulamalar sergilemeye başladılar.
1971 yılında, İstanbul’da ilk kez Halkla İlişkiler Derneği kuruldu ve 1985 yılında ikinci dernek İzmir’de açıldı.

ÖZEL SEKTÖRde ancak 1970’li yıllardan sonra halkla ilişkiler çalışmalarına rastlanır.
1966 Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulu
1967 İdari Danışma Merkezi kendi tanıtımını yapamayınca 1972 yılında kapatılır.
1970 özel kuruluşlar halkla ilişkiler birimleri oluşur.
1972 Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD)
Anadolu Selçukluları döneminde hükümdarlar haftanın belirli günlerinde, halkın şikâyet ve isteklerini dinlemek için zaman ayırırlardı.
1920 General Electric tanıtım departmanı kurar.
1923 General motors kurumsal halkla ilişkiler ilanları serisini başlatır.
1927 Arthur Page AT&T’nin halkla ilişkiler başkan yardımcısı olur
Bernays İlkeleri
1776 Thomas Jefferson - “Public Relations” kavramı (bağımsızlık bildirisi)
1850li yıllar P.T.Barnum - Tanıtım faaliyetleri
1882 Av.Dorman Eaton Yale Hukuk Fak. İyi insanlarla ilişkiler
1905 Ivy Lee John D. Rockefeller için çalışmaya başlar
1913 Edward L. Bernays halkla ilişkiler faaliyetlerine başlar



velicinar.blogspot.com.tr

 

0 yorum:

Proudly Powered by Blogger.