Toplum katmanlarını meydana getiren insan grupları propagandadan
etkilenme özelliklerine göre çeşitli şekillerde tasnif edilebilirler. Toplumda
özellikle içinde bulundukları hallerinden memnun olmayan kişiler başarılı bir
propagandacı için iyi bir malzeme olabilirler. Bu gruptaki insanları şu
şekillerde sınıflandırmak mümkündür;
Fakir ve Yoksullar
“Kriz
ortamları neden seçmen davranışlarının hızla değiştiği dönemlerdir?” sorusunun
cevabı hep merak edilmiştir.
Yoksulluk
ve fakirlik her insanı hayal kırıklığına sürüklemez. Zamanla fakirlik de bir
yaşam tarzı haline gelir ve insan bunu kabullenir. Bu konuda hayal kırıklığına
uğrayanlar genelde yakın zamanda yoksullaşanlar ve maddi durumu iyiyken bu
konuda gerilemeye başlayanlardır.
Maddi
gelir düzeyi itibariyle gerek savaş, gerek kıtlık, gerekse de afet ve benzeri
yollarla tüm ülke genelinde meydana gelebilecek olan hızlı yoksullaşma çoğu
defa sosyal patlamalara da sebep olur. Bu nedenle ekonomik kriz ortamları seçmenlerin
hızlı kanaat değişimine uğradıkları dönemlerdir.
Şu
noktanın altını çizmekte yarar vardır; Sefalet dayanılabilir düzeye ulaşınca
hoşnutsuzluk en yüksek düzeyine ulaşır. Bir şikayet konusunun en yoğun olduğu
zaman, şikayet konusunun ortadan kalma ihtimalinin olduğu zamandır.
Bir siyasi hareketin yandaş toplaması ve bu
yandaşları kaçırmaması için ortaya koyduğu doktrinin gücünden çok, mevcut hayat
ortamından kurtulmak isteyenlere sığınacakları manevî yer sağlaması gerekir. Ülkemizde yaygın tartışma konusu olan odun, kömür,
gıda ve diğer sosyal yardımları bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Propaganda
açısından hiç faydası olmadığını iddia etmek mümkün değildir.
Özgüvensizler
Kişilerin
yaratıcı güçleri azaldıkça, bir toplum hareketine katılma isteklerinin belirli
bir biçimde arttığı görülür. Bunda, faydasız benliğinden kaçıp kurtulma isteği
ön plânda gelir.
Bir kapalı grubun üyesi olanlar hayal
kırıklığına kolay kolay uğramayacaklarından aldatıcı toplum hareketlerine karşı
da dayanIklı olurlar ve direnme güçleri artar. Bu yüzden totaliter bir
toplumdaki ayaklanma sebepleri, genellikle bu totaliter rejimin zayıflamasından
kaynaklanır. Örneğin Çin’deki güçlü aile yapısı, bu ülkeyi asırlar boyu toplum
hareketlerinden ve gelenek dışı akımların etkisinden korumuştur.
Uyumsuzlar
Toplum
içinde dış etkiye ve propagandaya açık olan en geniş kesimlerden birini, toplum
içindeki uyumsuzlar oluşturur. Bunlar kendi benliklerinden henüz kopmamış,
kazanılması zor olmayan kişilerdir. Durumları kazanılamaz düzeyde kötü değildir.
En küçük ilerleme, başarı, fark edilme bunları yeniden dünyalarıyla barışık
hale getirebilir. Farklı cinsel tercihleri nedeniyle toplum içinde kabullenilme
sorunu yaşayan kişiler de bu grup içine girmektedir.
Umutsuzlar
Kitleye
hakim olan ümittir. Toplumsal felâketler ümitler kırıldığı zaman başlar. Halk
bunu hayal kırıklığı olarak ifade eder.
Gençler
niçin mesut ve neşelidir? Çünkü önlerinde parlak ümitlerle dolu uzun bir
istikbâl olduğunu düşünürler. Hayat ve istikbâl, gençlerin önüne güzel nakışlı
ve çiçekli bir halı gibi serilmiştir.
Kitle üzerinde tesir sahibi olan bazı
ihtiraslı adamlarla, bu hırsa iştirak eden bazı basit ruhlu insanların
heyecanları birbirini tamamlayınca ve bu tür bir kitlede gayri memnunların
sayısı da artınca ihtiraslı politikacıların işi kolaylaşır ve mevcut hükümeti
(yönetimi) devirmek zor olmaz. Çünkü, ihtiraslı
politikacıların hırsını destekleyecek ve tamamlayacak yardımcı kuvvet,
genellikle basit insanların heyecanlarıdır.
Çünkü
gayri memnunlar yeni hükümetin kendileri için hayırlı olacağı kanaatını
taşırlar. Kendi imkânlarıyla işbaşına getirdikleri yeni hükümet de
beklentilerini karşılayamayınca, bu defa onun ipini çekenler de yine aynı
kesimler olur.
Güvercin
oy tabir ettiğimiz, her seçimde farklı tavır sergileyen ve azımsanmaması
gereken bir orana karşılık seçmen kesimi de bu kategori içinden çıkmaktadır.
Bugün iktidarda olan partinin yarın Meclis’e bile giremeyecek kadar düşük oy
almasına neden olan seçmen davranışlarındaki dalgalanma aynı psikolojiden
beslenmektedir.
Hayatından memnun olan seçmenlerin çoğunlukta
olduğu ülkelerde hükümet düşürmek pek kolay olmaz. Onun içindir ki, tüm göstergelerin hayatın
gidişatının iyi olduğunu gösterdiği ülkelerde seçimlere katılım oranı oldukça
düşük olur. ABD’de uzun yıllar boyunca seçimlere katılım oranın düşük olmasında
bu faktör etkili olmuştur. Siyahi aday Barack Obama’nın başkan seçildiği 4
Kasım 2008 seçimlerinde katılımın yüksek olmasının bir nedeni de, halinden
şikayetçi gayri memnun seçmen kitlesinin artmasıyla ilgilidir.
Benciller
Kişi ne kadar bencilse, hoşnutsuzluğu da o
kadar çok olur. Çevre koşulları yüzünden kendilerine güvenlerini yitirmiş olan
bencillerin, büründükleri kimlik ve biçim ne olursa olsun bunların sevmeleri ve
alçak gönüllü olmalarına imkân yoktur.
Azınlıklar
Azınlıklar,
her zaman ve her yerde en iyi şartlar altında bile olsalar kendilerini
güvensizlik içinde hissederler. Kişisel başarılarına rağmen aşağılanmak ve
dışlanmak bu tür insanlar için katlanılması oldukça zor bir duygudur.
Can Sıkıntısı
Dış
etkiye açıklık ve propaganda açısından kitle hareketlerine en elverişli grup,
boşalmamış psiko-sosyal bunalımlara sahip olan gruplardır. Bir provokatör için
can sıkıntısından bunalan bir toplum, eko-politik kargaşalıklar içinde kıvranan
bir toplum kadar eyleme elverişli değildir. Bu sosyo-psikolojik durum,
propaganda kampanyaları yönünden üzerinde önemle durulması gereken özel bir
konuma sahiptir.
Kadınlar
Yeni toplum hareketlerinin gelişmesinde, yaşı
ilerlemiş kızlar ve çok şey yapma imkân ve kabiliyeti olduğu halde, kendilerine
böyle bir fırsat doğmamış olan kadınların büyük rolü olmuştur. Hitler, macera
arayan ve boş hayatlarından bıkmış olan yaşlı sosyete hanımlarından ve varlık
içinde yalnızlık duygusu çeken büyük sanayicilerin eşlerinden her bakımdan
destek görmüş ve onları yanına çekebilmeyi başarmıştır.
Halinden mutsuz kadın seçmenler dış etkiye ve
propagandaya en açık kesimi oluştururlar. Ekonomik krizlerin ilk etkilediği
gruplar arasında kadınlar başta gelir. Sosyo-ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde
karşılaşılan ekonomik kriz ortamlarının bir göstergesi olarak önce kadınların
etek boylarında ve saç uzunluklarında değişiklik göze batar. Daha canlı renkte
ruj kullanıldığı görülür. Kadınların oy
verme davranışı kriz ortamlarında sandık sonuçları üzerinde belirleyici rol
oynar.
Suçluluk Hissi Taşıyanlar
Bir
toplum hareketinin yandaşlarında sadakat oluşturmak için uygulanan yol ve
yöntemlerden birisi de, onlarda bir suçlunun ruhsal durumunu oluşturmaktır.
Suçluluk psikolojisi içindeki insanlar, dış etkiye ve propagandaya en müsait
insanlardır.
Topluma karşı kendilerini sorumlu hissedenler,
toplumun önünü açacağını düşündükleri hamlelere karşı ilgi de geliştirirler.
Nitekim kutsal bir amacı kucaklayan suçluluk hissindeki bir kişinin, can ve mal
endişesine düşmüş birinden daha kolaylıkla hayatını tehlikeye atacağı ve kutsal
amacın savunulmasında daha hassas davranacağı gerçeğinden söz edilmektedir.
Bağımlılar
Bir
düşünceye körü körüne bağımlı/bağlılar propaganda açısından uygun bir zemin
oluştururlar.
Her
toplum hareketi yandaşlarının kişisel noksanlıklarını çeşitli yöntemlerle
artırır ve devam etmesini sağlar. Bu yolla ideal ve doktrin daima mantık üstü
tutularak kişinin zekâsının kendi kendine yeterli olmasına imkân sağlanmaz.
Ekonomik güçlerin merkezîleştirilmesi ve yaşamak için gerekli bazı maddelerin
kasten kıtlığı sağlanarak ekonomik baskı yoluyla devlete olan bağlılık
sürdürülür. Örneğin: sık tekrarlanan elektrik kesintileri, “bir ülke aydınlığa
kavuşacaksa, bu, devlet eliyle; eğer karanlığa gömülecekse, bu, yine devlet
eliyle olacaktır” anlayışını pekiştirerek halk üzerindeki devlet korkusunu ve
bağımlılığını sürdürür. Bu genelde dikta rejimlerinin uyguladığı bir yöntemdir.
Sempatizan Sanatçılar
Tarih
boyu mevcut düzeni halkın gözünden düşürmek partizan veya sempatizan
sanatçıların temel görevi olmuştur. Bu tür toplum hareketlerinin kendilerine
özgü sanatçıları vardır. Tam olgunlaşmış bir toplum hareketi veya eylem, ancak
mevcut düzen gözden düşürülüp halkın desteğini yitirmesinden sonra ortaya çıkar.
Kurulu
düzeni protesto eden sempatizan ve partizan sanatçıların yakınmaları birkaç
istisna dışında gururlarının kırılması, umutlarının yıkılması, aşkta
başarısızlık, kumar kayıplarını ödeyememek vb. gibi daima özel kişisel
çıkarlarının bozulmasına bağlıdır. Bu tip insanların öfkeleri aslında devlete
değil, devleti yönetenlere çevrilir. Bu tip insanlar iktidardakiler tarafından
alenen kabul edildiği ve ödüllendirildiği zamanlarda aşırı birer iktidar
yanlısı kesiliverirler.
Konuya bu açıdan yaklaşıldığında her türlü
insan varlığını bir hedef kitle olarak ele alan propaganda hareketinin olumlu
sonuçlar ortaya koyması da kaçınılmazdır.
Prof. Dr. Osman ÖZSOY
www.siyasaliletisim.org
0 yorum: