Bu örneklerden, algılama yönetimi içi
boş bir sistemdir sonucu çıkmamalı. Nihayet kitleler üzerinde ve iletişimde ne
kadar önemli olduğu, bizzat algılamanın nasıl işlediğinden belli.
Özellikle kısa vadeli iletişim
çalışmalarında veya kısa vadeli sonuç beklenen kampanyalarda algıları anlamak
ve yönlendirmeye çalışmak önemlidir. Bunun nedeni çok basit: Hedef kitle ve
paydaşlar kısa süreli kampanyalarda deneyimleme (test etme) şansı bulamayacağı
için algıları hedef alan kampanyalar kısa vadede işe yarayabilir. Siyasi
kampanyalar, seçim kampanyaları, ödüllü yarışmalar, belli bir zamanı olan
etkinliklere bağlı kampanyalar ve her türlü etkinliklerin algılarda bırakacağı
iz çok daha önemlidir.
Örnek vermek gerekirse; dünya kupası
yaklaşırken yapılacak bir promosyon kampanyası veya bir markanın satışlarını
belli bir dönemde artırmak için düzenlenecek sosyal medya kampanyası gibi işler
kısa vadede sonuç elde etmeye odaklanır. Seçim kampanyaları da, oy isteyen aday
ile oy verecek seçmen arasında, mesaj-performans açısından ters bir ilişkiye
sahiptir. Adaylar, seçilecekleri dönem, yani gelecek için vaatte bulunur ve
seçmenden oy isterler. Seçmen ise henüz performansını görmeden bir karar vermek
zorundadır. Burada da algıların ne olduğu çok önemlidir. Recep Tayyip
Erdoğan’ın seçim dönemi haricinde de seçmene sürekli “biz yaparız” ve “bunlar
yapamaz” diye propaganda yapması akıllıca bir mesajdır. Erdoğan bunu o kadar
çok tekrar etmektedir ki, seçmenin zaten iktidara getirmeden muhalefetin
yapıp-yapamayacağını görebilmesi mümkün olmadığı için, bir şekilde Erdoğan
seçmene “bunlara oy vermenize gerek yok” demiş olmaktadır.
Erdoğan’ın henüz girmediği seçimlerde
bile favori gösterilmesinin bir nedeni de işte kurduğu bu algıdır. Muhalefet
bir gün, “Seçmenin algısında ben neredeyim, rakibim nerede? Şu her gün
konuştuğumuz kavramlar nerede?” diye sorup öğrenmeye çalışırsa, hangi mesaja
daha çok yüklenmesi, hangi mesajı tekrar etmemesi gerektiğini daha net görecektir.
Tabi bu mesaj tasarımı için işe yarayacak bir algı ölçümlemesidir, unutmayalım
ki, bu kadarı da muhalefetin seçim kazanmasını sağlamaz. Çünkü muhalefet ne
yapıp-edip, seçmenin kendilerini deneyimleyip memnun kalmasını sağlamalıdır. Ak
Parti’nin yerel yönetimlerden bu 12 yıllık kesintisiz başarıya gelmiş olması,
bunu çok iyi şekilde açıklamaktadır.
A. Kerem Türkman- www.thebrandage.com
0 yorum: