20. Yüzyılın sonunda bilgi iletişim teknolojilerinde
yaşanan gelişmeler, tüm dünyada sosyo ekonomik yapıları kökten değiştiren
digital çağı başlatmıştır. Yaşanan bu gelişmeler enformasyon sürecine geçişi
hızlandırmış, yeni düzenlemeler getirmiştir.
Kurumlar bilgi iletişim teknolojilerini bilinçli ve
etkin biçimde kullanarak kurumsal faaliyetlerinde değer yaratmaya ve stratejik
fırsatlar elde etmeye çalışmaktadırlar. Yeni iletişim teknolojilerinin
gelişmesi ve sosyal ağların yaygınlaşmasıyla iletişim dünyası önemli ölçüde
köklü değişiklikler geçirmektedir (Sayımer,2010:55).
Oluşan yeni interaktif ortam geleneksel medyanın ve
geleneksel medyada söz sahibi olanların gücünü azaltmıştır. Kullanıcılar hemen
hemen her konuda bilgi, deneyim, tecrübe ve düşüncelerini paylaşmakta, öneri ve
eleştiriler getirmektedirler. Bu yeni medyanın yeni sözcüleri vardır.
Kriz iletişiminde yeni medya, kurum hakkında neler
konuşulduğunu izlemek, potansiyel krizleri öngörmek, kriz esnasında paydaşlarla
iletişim kurmak gibi amaçlara hizmet etmektedir. Yeni medyada
karşılaşılabilecek krizlerin kurumsal itibara, marka imajına uygun şekilde
nasıl değerlendirileceği planlanmalı ve sonrasında anlık olarak nasıl harekete
geçileceği belirlenmelidir.
Kurumlar sosyal medyada yer almadan önce bir durum
değerlendirmesi yapmalıdır. İlk temel soru yeni medyada nasıl yer alınacağı
sorusudur. İkinci adım sosyal medya stratejileri ve taktiklerini
belirlemektir.
Bundan sonraki slaytlarda bu soruların ayrıntılı akışı
yer almaktadır (Thackerary vd., 2008:341).
Öncelikli Kitle Tercihleri Belirlemek için sorulacak
sorular;
- Öncelikli kitle sosyal medyaya ulaşabilmekte midir?
- Öncelikli kitle sosyal medyayı kullandığında kendisini rahat hissetmekte midir?
- Bu kitle sosyal medyayı kullanabilecek bilgi ve beceriye sahip midir?
- Öncelikli kitlenin ihtiyaçları için sosyal medya en uygun, etkili karşılaşma alanı olabilir mi?
- Öncelikli kitlenin sıklıkla kullandığı sosyal medya hangisidir?
- Öncelikli kitle sosyal medya kullanma davranışları bakımından bölünebilir mi?
- Sosyal medya en çok kimler için uygundur?Kriz İletişiminde Yeni Medya
Kaynaklar;
- Sosyal medyayı kullanmak ya da kullanmamak için toplam maliyet hesaplanmış mıdır?
- Müşteriler tarafından sosyal medya kabul edilmiş midir?
- Kâra karşı medyayla ortak görülen değer ne olarak saptanmıştır?
- Tedarikçiler sosyal medyayla bağlantılı finansal kaynak sağlayabilir mi?
Amaç ve
Hedefler;
- Uygulamada hangi zorluklarla karşılaşılır?
- Stratejiyi gerçekleştirme daha mı zor olmaktadır?
- Öncelikli kitleyi sosyal medyada yakalamak için doğru zamanlama yapılmış mıdır?
- Sosyal medya öncelikli kitlenin ihtiyaçlarını karşılamaya yardım etmekte midir?
- Sosyal medya müşteriler için maliyetin azalmasına yardım etmekte midir?
- Sosyal medyanın etkilerini değerlendirmek mümkün müdür?
Bu sorulara verilecek cevaplar sosyal medya kullanım
biçimini belirlemek amacıyla kurumlara yol göstericidir.
Yeni medyanın kriz iletişiminde etkin kullanılmasında
en doğru yaklaşım çevrimiçi ortamlarda konuşulanları dikkatle takip etmek ve
kurumla ilgili söylenenlere önem vermektir. Konuşulanları takip etmek proaktif
bir yaklaşım geliştirebilmek konusunda önemli bir rol oynamaktadır. İlk gelen
tartışma ve sohbetlere önem vermemek belli konuların kurum içi tehdit hatta
krize dönüşmesine neden olabilir.
Bu yüzden bazı forum sitelerinde ürün kullanıcıları
tarafından yazılan küçük şikayetler bile ileride markalar tarafından
önemsenmediğinde oldukça kötü sonuçlar doğurabilir. Kurumsal iletişim uzmanları
bu tarz sohbetleri ve farklı sayfalarda da konuşulanları önemsediklerinde önceden
nerelerden sorun çıkabileceğini tahmin ederek müdahale edebilirler. Bu da
krizleri gerçekleşmeden önleyebilme fırsatı sunmaktadır.
Aşağıdaki noktalar; hem krizin büyüme hem de
çözümlenme yolu olarak tanımlamak mümkündür.
Sosyal
medyanın kriz iletişimine etkisi;
- Bilginin/mesajın (olumlu ya da olumsuz, doğru ya da yanlış) yayılımı hızlanmış ve kolaylaşmıştır.
- Keyfi ve asılsız saldırılar yapılabilmektedir.
- Hacklenme kavramı kriz iletişimi içine girmiştir.
- Kriz öncesi planları yapılamaz, yapılsa da anlık değişim ve ataklardan dolayı uygulanamaz olmuştur.
- Yaşanılan krize göre anlık yeni plan ve stratejiler geliştirilmelidir.
- Ulaşılan kişilerin birçok bilgisi takip edilmekte ve bu bilgilerin analizi yapılabilmektedir.
- Ulaşılan kişilerin geri bildirimleri anlık olarak takip edilebilmektedir.
- Kriz mesajlarının anlık olarak hangi kanallar üzerinde konuşulduğunu takip etmek mümkün hale gelmiştir.
- Krizin yayılması kolay olduğu gibi çözülmesi de kolaylaşmıştır.
- Krizlerin unutulma oranı artmıştır.
Kriz dönemlerinde halkla ilişkiler uygulayıcılarının
ilgilenmesi gereken, Tabloda yer alan çok çeşitli paydaş grupları vardır. Bu
gruplar, krizin türüne göre değişiklik ve orantısal olarak ağırlık göstermekle
beraber, genel olarak çalışanlar, müşteriler, hissedarlar, medya, hükümet ve
bürokratlar ile ilgili kamu kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve çeşitli
baskı gruplarıdır (Aydede, 2007).
Yeni medyada kriz iletişiminin etkili olabilmesi için
Sherman (2010)’ın 4 önerisi mevcuttur:
- Bunlardan ilki; reaksiyon olarak durumun kabul edilmesi ve hata için özür dilenmesi gerektiğidir.
- İkinci adım, sorunun derhal çözüleceğinin ve çözüldüğü zaman da herkese duyurulacağının bildirilmesidir.
- Üçüncü adım önerisi, problem hakkında yorum yazan, içerik oluşturan herkese özel olarak mesaj atılması ve sorunun giderildiğinin özel olarak duyurulmasıdır.
- Son olarak da, kurum sosyal medya üzerinden özel olarak ulaşılması mümkün olamayan kişilere, elektronik postalarına veya başka sosyal ağ hesaplarına ulaşarak bilgi vermelidir.
Yeni medya kriz döneminde güçlü bir avantaj sunar;
sürekli güncel ve paydaşlar için bilgi akışını sağlayabilmek hem düşük
maliyetli hem de hızlı olabilmektedir. Kurum ya da marka kendisine ait twitter,
kurumsal blog ya da facebook hesabı gibi araçlarla krizle ilgili sürekli bilgi
akışı sağlayabilir, bu platformların aracılığı ile gelen soruları
cevaplayabilir, istekleri değerlendirebilir, özel bilgileri ve duyuruları
paylaşabilir.
Yeni medyanın başka bir avantajı da ihtiyaç duyulan
bazı verilere anında ulaşılabilinmesidir. Eldeki bilgilerin desteklenmesi için
ihtiyaç duyulan verilere ulaşılabilecek kaynaklar sosyal medyada bulunabilir.
Sosyal medyada oluşturulan içerikler bazı durumlarda kurum için destekleyici
olabilmektedirler.
Kriz Anında
Yeni Medyada Neler Yapılmamalıdır?
Kriz, adı üstünde kurumları zor durumda bırakan
süreçtir. Bu süreç içerisinde kurum ve kurumun markaları hakkında ki olumsuz ya
da asılsız mesajlar/bilgiler bir anda WOM, Buzz ve Viral şeklinde çok çabuk
yayılabilir. Bu durumlarda takipçileriniz ya da saldırganlara karşı
yürüttüğünüz iletişim sürecinde yapmamınız gerekenler şunlardır;
- Tartışmalara girmeyin,
- Onlara yalan ya da eksik bilgiler söylemeyin,
- Onların yaptıkları yorumları silmeyin, kullanıcı engellemeyin, bu kişileri/grupları karşı atağa geçirecektir,
- Haklıysanız susup krizin geçmesini beklemeyin,
- Rüşvet vermeye kalkmayın,
- Kurumsal sayfa ya da hesaplarınızı kapatmayın.
Kriz Anında
Yeni Medyada Neler Yapılmamalıdır?
- Bunların aksine aşağıdaki maddelerde olduğu gibi hareket edilmelidir;
- Zaman yaratılmalı,
- Acilen tarama takip (online monitoring) başlatılmalı,
- Krizin kaynağına odaklanılarak kaynak bulunmalı,
- Yayılım kanalları tespit edilmeli,
- Anlık olarak durum analizi yapılmalı (yayılım hızı takip edilmeli),
- Strateji Düşünün (Krize nasıl cevap verileceği),
- Diyaloğa Hazır Olunmalı,
- Seffaf Olunmalı,
- Online ve offline entegresi yapılmalı (kriz şirket ve ajans içinde masaya yatırılmalı),
- Harekete Geçilmeli
- Viral, Wom, Seeding (nasıl ki kriz viral ve wom olarak büyüdü sizde marka ya da ajans olarak aynı şekilde cevabınızın yayılmasını sağlamalı, mesajlarınızın ilgili kanallarda seedingini (tohumlama) yani yayılmasını yapmalısınız. ) Not: Seeding; Herhangi bir kampanya ya da olay esnasında ilgili mesaj ve linklerin bu kampanya ya da olayla bağlantılı olan sosyal medya kanalları üzerinde linklendirilerek paylaşılmasıdır.
- Bütünleşik Çalışın (reklam, pr, dijital ajanslar ve kurumsal iletişim bölümü, yöneticiler) (Eroğlu, 2010).
Yeni Medya
Ve Yeni Halkla İlişkiler Anlayışı
Halkla ilişkiler bir iletişim sürecidir. Krizlerin
olmadığı dönemlerde kurulan iletişim yeterli güçte güven oluşturduğunda, bir
kriz patlak verdiğinde aradaki bağlar sayesinde kayıplar da daha az
olacaktır.
Bugünün online toplulukları halkla ilişkilerin yeni
paydaşlarıdır. Bu sanal paydaşların her biri kurumla, kurumun ürün ve hizmetleriyle
ilgili içerik yaratabilir, paylaşabilir ve diğer kitleler üzerinde etkili
olabilir.
Web 2.0 ayrıca online müşteri toplulukları oluşmasına
yardımcı olmuştur. Bu gruplar hemen hemen aynı görüşleri paylaşan, belli bir
marka ve ürün/hizmet üzerine odaklanan, birbiriyle online etkileşime geçen
topluluklardır. Günümüzde marka, ürün/ hizmet üzerine odaklanan tutkulu online
topluluklar oluşmuştur. Bunların en başarılı örnekleri arasında Harley Davidson
markası için oluşturulan “HD Talking” isimli ve IKEA için oluşturulan IKEAFANS
örnek olarak verilebilir. Bu topluluklar enerjik, aktif ve odaklandıkları
kurumla organik bağlarının olmamasıdır(Alikılıç,2010:145). Bu topluluklar bu
nedenle daha fazla güvenilir ve daha samimi olarak algılanır.
Halkla ilişkiler uzmanları Web 2.0 teknolojilerinin
giderek artan sıklık ve yoğunlukla çalışmalarına entegre ederek yeni medyanın
avantajlarını fırsatlar yaratmak için kullanmaya devam edeceklerdir. Hala,
Halkla İlişkiler 1.0 temel olsa da bu çalışmalar 2.0’la birleştirilerek
başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Web 3.0 ile de bu başarıyı
sürdüreceklerdir.
Yeni koşullarla halkla ilişkilere yüklenen roller de
değişmeye başlamıştır. Bugüne kadar geliştirilen köprü, arabuluculuk vb
rollerin yani sıra artık çevrimiçi toplulukların yönetimi, çevrimiçi ortam
idareciliği, etkileşim sağlayıcılık, denetimcilik gibi roller de eklenmiştir.
Tabi bu durumda bu alana yönelik stratejilerin geliştirilmesi gibi
sorumluluklar da yüklenilmiştir.
Halkla ilişkiler uzmanlarının ve halka ilişkiler
ajanslarının tanımlamalarının başına digital kelimesinin gelişi bile bu
gelişmeleri işaret etmektedir. Tabi bu durumda yeni medya konusunda eğitim
almış, kendini çevrimiçi ortamlarda yetiştirebilmiş kişilerin bu sorumlulukları
alması beklenmektedir. Bu koşullar göz önüne alındığında tabiki bu tür dersleri
üniversite eğitiminde almış öğrencilerin mezun olduklarında şansları daha fazla
olacaktır.
Sosyal medya ve çevrimiçi platformaları fiilen aktif
olarak kullanabilen, müşteri veya kurumları için bu alana yönelik çözümler
üreten halkla ilişkiler uygulayıcılarına yeni nesil halkla ilişkiler uzmanları
denilmektedir (Solis ve Breakendridge, 2009).
Yeni nesil halkla ilişkiler uzmanları eski kurallara
ek olarak yeni araçları bilen, kullanabilen ve bu iki akımı birbirine entegre
edebilen kimselerdir. İş tanımlarında ise; web pazarlama ve analitiği; viral
pazarlama, müşteri hizmetleri ve ilişki yönetimi, sosyal medya araçları, odak
grup çalışmaları ve pazar denetimleri, kültürel antropoloji ve pazar analizleri
bulunurken; yeni nesil uzmanlara eklenebilecekler de şöyledir; gündem
yaratabilmeli, sosyal medya için içerik üretebilmeli, aktif bir sosyal medya
kullanıcısı olmalı, sosyal medyayı takip etmeli ve içerik
paylaşabilmelidir.
Web 2.0 aracılığıyla, çalışanların kurum kimliğini
algısı pekişir ve kuvvetlenir. Bloglarda kurum içi wikiler, bloglar ve
çevrimiçi tartışma sayfalarında ve sosyal ağlarda, çalışanların kurum kimliği
ile bağlantı kurabilmesi sağlanır. Kurum yöneticilerinin doğrudan müdahale
edebilmesi bu mecralarda kontrolü kolaylaştırmaktadır.
Kurumlar resmi kurumsal web siteleri üzerinden
kendilerini konumlandırmanın yanı sıra, günümüzün kullanıcı merkezli internet
teknolojilerinin bir yansıması olan sosyal ağlar üzerinden, etkileşimlerini
güçlendirmekte ve kendilerini tanımlayabilme alanları yaratır. Bir kriz anında
ilk bilgi kaynakları olarak görev görürler.
Kurumsal uygulamalarda web siteleri, önemli bir
iletişim mecrasıdır. İç ve dış hedef kitle için etkili kurumsal iletişim biçimi
olarak görülmektedir. Bir web sitesi türü olan sosyal ağlar da özellikle
kurumsal imaj ve kurumsal itibar için gerekli olan bilgiyi, bir yerden başka
bir yere ulaştırmayı ve paylaşımı kolaylaştırır. Elde edilen istatistik
sonuçlarında, kullanıcıların ve kurumların en fazla bulunduğu sosyal ağı
Facebook olarak görülmektedir (Enck ve Taylor, 2007:7).
Gelecek
Nesil Halkla İlişkiler 3.0
Teknolojik gelişim iletişim araçlarında da gelişimini
hızlandırmıştır. Web 2.0 sürecine dahil olan halkla ilişkiler kısa süre de web
3.0’a doğru hazırlanmaya başlamıştır.
Halkla ilişkiler kontrollü bir iletişim sürecidir ve
bu süreçte iletişim araçları kanalığıyla gerçekleşir. Her yeni iletişim kanalı
yapısı, özelliği ile halkla ilişkiler uzmanları tarafından ilişki yönetimini
doğru sağlamak adına en etkin biçimde kullanılacaktır. Günümüzde özellikle
üzerinde çalışılan sosyal medya ile halkla ilişkilerin birçok ortak özelliği
vardır; şeffaflık, sohbet, dürüstlük, samimiyet, çift yönlü iletişim, ilginlik,
geri bildirim, eş zamanlılık, interaktivite, uzun vadeli katılımcılık gibi
özellikler her ikisi için de olmazsa olmazdır.
Halkla ilişkiler alanı kendi dünyası içinde gelişirken
kullanım mecralarının gelişimini de takip ederek Web 3.0 ortamı üzerinde çalışmalar
yapmaktadır. Web 3.0 artık; internet kontrolünün insanın elinden çıktığı bir
evrendir. Web 1.0, insanlar tarafından yaratılan internet uygulamalarının
kullanıldığı, Web 2.0 bir önceki mantıkla bakıp uygulamaların değiştirildiği ve
kontrolün kullanıcı eline geçtiği bir ortamken; Web 3.0 kontrolün cihazlar
arası etkileşimle, internetin kendi kendine yaratacağı bir web
dünyasıdır.
Semantik Web, Web 3.0’ın başrol oyuncusu olacaktır.
Web 3.0 doğal dil ile arama yapan ve yapay zekaya sahip daha akıllı bir
sistemdir. Web 1.0 ve Web 2.0’da olmayan sezgisel bir deneyimdir. Çevrimiçi
ortamda olan verileri kişiye özel tercihleri sezerek anlamlandıran bu yeni
nesil web’e semantik web denmektedir. Halkla ilişkiler dünyası hala Web 2.0
teknolojisine çalışırken kısa bir süre sonra olan verileri anlamlandıran ve
kişiye özel veri sunan bir sistemle karşı karşıya kalınacaktır. Bu durumda
ileride halkla ilişkilerin gelişen teknoloji ile nelere yöneleceğini ve hangi
alanlarda farklılıklara gideceğini kesin olarak kestirememekle beraber, halkla
ilişkiler uygulayıcılarının her türlü yeniliği takip etmeleri
zorunluluktur.
Yeni medyanın kurumsal stratejiler oluşturma ve kriz
iletişiminde olumlu katkıları da vardır. Öncelikle kolay araştırma, erişim
imkanıyla erken uyarı sistemlerini harekete geçirmeye olanak sağlar, ortaklık
oluşturma, diyalog kurma, hızlı ve yaygın bilgi paylaşma, diğer geri bildirim
ve bağlantı sistemleri aracılığıyla içerik oluşturma imkanı sunar (Aula,
2010:44). Önemli olan yeni medyanın özelliklerini ve gücünü doğru tanımlayarak
istenen yönde kullanabilmektir. Bu durum özellikle kriz anlarında kuruma nefes
alanları yaratmaya yardımcı olacaktır.
www.atacanute.com
www.atacanute.com
0 yorum: