Bireysel olarak bizler, belirsizlik altında, olayın gerçekleşme ihtimali hakkında belirli bir cevap vermemiz gerektiği durumlarda temsiliyete bakarak karar vermeye (İng: "representative heuristic") çalışırız. Buna, temsililik de denmektedir.
Daha iyi açıklamak için örnek verirsek: Arkadaşınız, eski komşusunu size tanıtırken "utangaç, düzenli, her zaman yardımsever, şiir sever" tanımlamalarını yapsa ve sizden bu kişinin mesleği hakkında çiftçi mi yoksa kütüphaneci mi olduğu konusunda tahmininiz sorulsa, muhtemelen cevabınız kütüphaneci olacaktır. Çünkü her ne kadar nüfusa göre kütüphanede görev alan kişi sayısı çiftçi sayısından daha az olduğunu bilseniz de size söylenen tanımlamalar kafanızdaki kütüphaneci profiline daha uygundur.
Bir başka araştırmada, deney katılımcılarına iki grup oluşturulduğu belirtilmiştir. İlk grubun 70 mühendis ve 30 avukattan oluştuğu, ikinci grubun ise 30 mühendis ve 70 avukattan oluştuğu söylenmiştir. Katılımcılardan "30 yaşında, evli, çocuğu olmayan, alanında başarılı ve yetenekli bir erkek" cümlesinin betimlediği kişinin, bu gruplar içinde mühendis olma olasılığını belirlemeleri istenmiştir. Tanımlanan betimlemenin bir mühendise ya da avukata ait özellikler ile ilgili bilgi vermediği açıkça bellidir. Fakat deney sonucunda denekler, betimlenen bu kişinin mühendis olma olasılığını ilk grupta %70 olarak (ilk grupta 100 kişiden 70'i mühendis olduğu için), ikinci grupta ise %30 olarak (ikinci grupta 100 kişiden 30'u mühendis olduğu için) söylemek yerine, her iki grup için olasılığı %50 olarak belirtmişlerdir. Yani denekler, seçeneklerin temel oran olasılığından ziyade, aslında değerlendirmede anlamsız olan bir betimleme cümlesinin zihinlerindeki temsiliyet olasılığını dikkate alarak karar vermişlerdir.
Temsililik kısa yolunun kullanılması günlük hayatta ciddi yanlış anlamalara neden olmaktadır. Yazı tura atmak gibi şansa dayalı olaylarda, üst üste yazı geldiğinde insanlar, bir sonraki atışın tura gelme ihtimalinin daha yüksek olacağı fikrine kapılmaktadırlar. Madenî parayı üç kez üst üste havaya atarsanız her seferinde tura geldiğini görürseniz, parada bir gariplik olduğunu düşünürsünüz. Oysaki aynı işlemi birçok kez tekrarlarsanız üç kez arka arkaya tura gelmesi o kadar anormal gözükmez. Bu konuda daha fazla bilgi almak için, Kumarbaz (Monte Carlo) Safsatası ile ilgili yazımızı okuyabilirsiniz.
Benzer bir durumu basketbol maçlarında sıcak el yanılgısı (İng: "hot hand fallacy") olarak biliyoruz. Basketbol spikerlerinin son atışlarında isabeti yakalayan sporcular için maçlarda sıklıkla kullandığı "eli çok sıcak" ifadeleri tamamen bir başka yanılsamaya örnek teşkil ediyor. Sporcunun son atışlarına göre gelecek atışında da isabeti yakalayacağı düşünülüyor. Davranışsal ekonomistlere göre bu durumu destekleyen hiçbir bilimsel çalışma bulunmuyor. Aksine, yapılan incelemede, spikerler, "Oyuncunun eli ısındı." demeye başlamadan önce üçlük atışlarının isabet oranı %80,5 olan oyuncuların, bu konuşmadan sonra atışlarında sadece %55,2'lik bir isabet yakaladıkları görüldü.
Erkan Remzi Ulman
0 yorum: